7
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
2258
Okunma

Yılları kucaklayan bir ömrün ortasında
yarım bacak atımı yürüyüşlerim
yetişmez geçmişi gömmeye
geçmiş yetişir onun yerine bana
’’ dur der bekle biraz’’
yüz yüze sözüm var vakir bulursan
dinledikten sonra razıyım beni yine gönlün dibine vurursan.
Zoraki gülüşlerim yapışık dudaklarıma
içim de kinden bir deniz
bir deniz ki al kanlara boyanmış
yüzüme çarpan dalgaları beni ezeli yakmış.
’’ Peki diyorum’’ yüzleşmek adına
tutup çekiyorum geçmişin sayfalarından
en acı olanını
yüzümden aşşağıya yuvarlanan tuz tadı
aslında bu yürekte yanan közün adı
Ufacıktım daha minnacık
kocaman yüreğin sığdırıldığı kırılgan bu beden
daha dündü sanki
bir deniz kenarında dalgalar bedenini yalarken
uzaktan uzağa damlacıklarıyla
elimi kaldırıp ’’ dur ’’dediğim
son anda ölüm yerine yaşamayı seçtiğim yerdeyim.
Elimde yalnızlığın valizi
sürükleye sürükleye yeniden doğdum
nasıl ilk doğarken ağladıysam
yine ağlamaktan şişen gözlerim
içine tıkıştırdığım üç beş gençlik yılı
çerçevesi kırık bir genç kız suratı
bana mahsunca gülümserken
geçmişe el salladığım
bu son faslın sokağından uzaklaşıyorum
içimde umut zilleri çalarken
unutma diyorum kendime
unutma
insanların gece gibi güzel yüzlerinin altında
gündüzün çirkinliklerinin olduğunu
ve bütün olanlara rağmen yeniden doğduğunu..
Geçmişin yüzüme vurduğu yerdeyim yine
yıkanan bir geçmişin soğuk yüzü
sayfalardan yüzüme bakarken
hayır diyorum
artık bir perde var gözlerimde
sen olduğun yerde
adına ’’ tecrübe ’’ dedikleri o izbelikte kal
ben yine arada canım yandıkça uğrarım yanına
o tuz tadını yalarım dudaklarımla
yine devrilmedim işte der giderim geleceğime.
Geçmiş karanlığa gömülürken
gelecek doğuyor doğudan
arkamı dönüp giderken.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (24)