anlaşılabilmek/mesela bir opera müziğinde seni düşünürken "fark edilmek"
porsuk nehrinde yüksek sesle seni ararken
milyonlarca kadavra arasından kendimi bulabilmek
anlaşılabilmek istiyorum sadece anlaşılabilmek
ellerini uzatırken hiç tanımadığım bir Kadın
o’na verecek selamımın kalmadığını anlatabilmek
seviyordum bende bir zaman önce/ama şimdi sadece uyumaya çalışıyorum diyebilmek
köpeklerin yerini "tavşanlar" aldı
bir tiftik tavşanı kadar özlenebilmek
anlaşılmak istiyorum anlaşılmak
bana çıkan tüm yolları "kapatabilmek"
beni doğru tarif edenlere/yanlış güzergahlar verebilmek
bulunmak istemiyorum artık/anlaşılmak istiyorum sadece
anlaşılabilmek
kendimle kaldığım her saniye
ömrümden bir yaprak daha eksiltebilmek
ölmek istemiyorum henüz/daha bir kaç hayat daha eskyecek
insanlar biraz daha tanıyacak beni
bir kaç dost daha gidecek
henüz ölmek istemiyorum
porsuk’ta biri beni özleyecek
özlenmeden anlaşılmak istemiyorum
ve anlaşılamadan ölmek

Gökhan Gök