2
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
2206
Okunma

Bir insanı ‘’ sevmekle ‘’ başlıyordu her şey.
Yılmaz Erdoğan
Elleri eksik bir çocuğun
Parmak aralarında aklanır günahlarım.
Gölgesiz bir bedenin mavi gülüşüyle
Kimsesiz bir sabaha gebe kalır yetim yanım.
Gözlerinin cinnetinden düşer dilsizliğim
Sesim değmez sana
Kim bilir hangi şehrin kıyametindesin?
Yokluğunun suretini çiziyorum gök/yüzüne
Hangi tarafa devrilse aklım
Bir üveyik ağlar / tepemden yukarı
Sonra üşürüm şehrinde göbeğinde.
Sahi u n u t t u m
Hangi renge çalardı parmak uçların
Sen üşüyünce.
Gülüşlerimin yakasında bağlanır sensizlik
Tırnak aralarımdan düşer yokluğun.
Ki;
Ne zaman senden ayrı kalsam
Ölüm ayrılmaz yakamdan.
İblis bağdaş kurup oturur / göğüs arama.
Diyorum ki;
G e l m e l i s i n.
Yoksa ölüm musluktan akacak!
Çok zamandır
Şehirler ölür ruhumda.
Ödünç gölgeler düşerken cesedime
Yırtılan ruhum kör yollarda hébâ.
Şimdi
Hangi sabahın eteğine takılsam
Ve hangi mezarın gövdesinden tutunsam
İçim ruhundan ayrı bir ölü!
Dişlerimin arasında kahkaha atan şeytanın niyeti belli
Şâhâdet getirmeden ölmeliymişim
Cenabet bir bedenin içinde!
Böyle ölmektense kör kuyulara düşsün boynum
Yusuf’un merhametiyle.
Uykusuz nöbetlerimde
Hayalin düşmez gözlerime.
Yoksa küstün mü ellerime
Neden duyulmuyor bir annenin kalp atışı
Adı var mıdır içimde ki öznesiz yangının
âh gurbetimin öksüz yanı
Hangi kente sakladın adı biz olan hayatı
Kaç zamandır uğramaz oldun sesime.
İblis tırnaklarıyla çizerken yüzümü
Nasır tutar dişlerim/ ve ben zamansızca
Cehennemin kapısına asarım kendimi
Şimdi git / gidebildiğin yere.
Şâhâdet getirmeli ki dilim
Yarınlara gebe kalan annesizliğimden
Ceset doğmasın!
5.0
100% (18)