6
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1767
Okunma

Geceye bir asır kala
Beyaz kağıdıma fısıldıyor kalemim
Özlemlerini çektiği her şeyi
Birazcık hüzün katarak harflerin arasına
Bir ninni okur gibi
Doğmamış bebeğine
Rengarenk sevda ezgileri ile
Dokuyor kundağını
Henüz adı konmamış sevda şiirlerine
Yırtık bir cepkende gizleniyor
Dilinden düşüremediği aşk
Kederlerin sofrasında doyarken hüzünlere
Saçlarını tarıyor sırı dökülmüş aynasında
Bir zamanlar parlayan gözlerini arayarak
Kimsesizliğin adını kendine biçmişken
Akmayı unutuyor yaşlar
Ellerini uzatıyor
Unutmayı unuttuğu sevdasına
Her dokunuşunda buz kesiyor parmak uçları
Oysa mevsim kış değil
Ruhu üşüyor bedeninde
Sessizliği diline dolamış
Bir daha gülmeyeceğini bilmeden
Bin bir umutla beklemede
Kahırlarda kavrulurken
Papatyalar toplama hayalini uyutuyor
Geleceğe bir sus daha gönderiyor
Sevgilinin orada olmadığını bilmeden
Geçmişte olmadığını bilmediği gibi
Sustu bir anda tüm kuşlar
Sessizce ağlarken serçeler
Kumdan kuleler yıkılmaya başladığında
Anlamıştı
Yaşadığı sadece bir hayal
Yaşayamadığı ise
Ömrünce beklediği aşktı
Kanadı kırık kelebeğin ….
5.0
100% (9)