11
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
2601
Okunma

Demiştin ki:’’Vazgeçme, bırakma yaşam ipini.’’
Unutmadım sözünü, bak sensiz de yaşıyorum.
Ters yüz ettim zamanı, ayıkladım en dibini,
Telde cambaz gibiyim, ağ germeden koşuyorum,
Gör nasıl yaşıyorum, kendim bile şaşıyorum.
Sor beni ağaçlara, dalda tüneyen baykuşa,
İstersen yollara sor, sor istersen bir yokuşa,
Bir yolcuya, bir taşa, gökyüzünde uçan kuşa.
Sor beni volkanlara, dolup dolup taşıyorum,
Gör nasıl yaşıyorum, kendim bile şaşıyorum.
Müptelası değilim, hayat denen oyuncağın.
Annem derdi hep zaten, geldi geçti oyun çağın.
Kin gütmem sıvazlarım, sırtını ben o alçağın.
Korkmadan bir başıma, ne engeller aşıyorum,
Gör nasıl yaşıyorum, kendim bile şaşıyorum.
Sarıldım dertlerime, istemedim hiç merhamet.
Yokluğun yangın yeri, kalmadı bende dirhem et.
Bulut ol yağmurunu, düşür acıma merhem et.
Senden hatıra deyip, kanasa da kaşıyorum,
Gör nasıl yaşıyorum, kendim bile şaşıyorum.
Jilet poşeti kalbim, her nefeste lime lime,
Dünü bugünle çarptım, yokluğun geçti elime.
Kum saatim yorulmuş, barikat kurmuş dilime
Takvimlere özenip, sayfa sayfa düşüyorum,
Gör nasıl yaşıyorum, kendim bile şaşıyorum.
Mezarının başında, elim yüzüm toprak benim,
Dilimde bir Fatiha, dualarım apak benim,
Bir çiçeğin dalında, başı eğik yaprak benim.
Renklerimi soldurdum, gri siyah yaşıyorum,
Gör nasıl yaşıyorum, kendim bile şaşıyorum.