43
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
3634
Okunma
seni ne özgürlükler istedi de
bize de anlatsana telgraf tellerine konan kırlangıçları
kısa olmasın öykü
ne bileyim öyle baştan savma
ah
nasıl da göremediler gözü dönmüş avcıları
keskin bakışları vardı kuşların
...................................ah ki ah
...................................vah ki vah
kâhinlere baktırdılar cenkleri gelecekleri
insan eti yiyordu insafsız zefer takları
onca savaşı madalya diye nasıl da taktılar uygarlığın boynuna
ne zorunuz vardı ısıtan güneşle
neden kızdınız yıldızlara da kırıp kırıp da aklınızca
meteora döndürdünüz onları
oktavı bozuk bir avazla bütün bülbüller kaçtı gülistandan
hırsızlardan arsızlardan korkan binalar
pencerelerini kapıp birer birer gittiler çok katlı bilinmezlere
söylesene nasıl patlattın da basiretini âlemin
onca yavru diktatör yayıldı yeryüzüne
aslında seni ne özgürlükler istedi de
vermedik be
ah keşke vermedik
ben şaşıyorum ama sen şaşma
ne yufka yürekliler var bilir misin
kaldırımlar ıslanmasın diye
şemsiyesini açan açana
ses tellerim koptu tenorlara sopranolara öykünürken
daha dinlemeden konserleri
yazdım bütün ihanetleri riyaları
isterseniz birer birer sorguya çekin bütün notaları
öyle zehirsin ki konuşurken
söylediklerin bir kulağımdan giriyor
ama çıkamıyor ki ikincisinden
şimdi huzur ülkesinde olsam diyorum kendi kendime
huzur ülkesinde
yanı başımızda haklar hürriyetler
............................................ah haklar
............................................vah hürriyetler
elâleme yüksünmenin şu an ne âlemi var ki
öylesine çağırsalar coşkuya mesela
tango
ça-ça
vals
bunlardan bana ne demem elbette
ama
iyi ki yurdumdayım
iyi ki halaydayım iyi ki harmandalıdayım
bilgisizlik çok kötü de
çapsız bilgin daha çok acı veriyor her sözünde
tam karşında konuşuyor ya tam karşında
yüz yıl sonrayı karartıyor
.............................................ah karartıyor
............................................vah karartıyor
sözde adamlar var adamsızlığa
kadınlarının kadınlığını kendi hükmünde sanıyorlar
çoğu demir parmaklıklar ardında
güne gün sayıyor
söylesene bana kafandaki onca duvarı
ne zaman aşacaksın daha
baksana televizyon kanallarına belgeseller belge belge
siyahı var beyazı var
tavalara düşmemek için onca balık onca balık
kaçışıyor çırpınıyor sularda
farkında mısın dünya sanki bir dondurma
ezilenlerin tadamadığı dondurma
ve
yine farkında mısın senin hükmü iradenle
gün be gün kararıyor yarınki yarınlar
perişansa ki -perişan - evin barkın
sebep sensin bütün bunlara
ve
senin devri kararın
kalkın be artık kalkın
her şeye rağmen
şafak yakın
şafak yakın
Şükrü BEŞİKTAŞ