senin için sakladığım
o en güzel gülücüklerimi aldım yanıma
yüzümden hiç eksilmeyen
mutlu tebessümlerimi de
yürüyorum sana doğru ey sevgili
hepsi senin
hepsi biliyorsun

yürüdüğüm yollar var şimdi
tozlu topraklı
çamur
balçık
ve kayalıklar arasında
uçurum yamaçları
ben yürüyorum
hep
hep sana doğru
sonu nedir elbet ben de bilmiyorum
gidip de döneni yok ki
hiç durmuyor zaman
hep bir yönde akan bir nehir sanki
duramazsın istesen de
bir sürükleniş bu aslında
bir yerlerden
ne bir soran var
ne de sorulacak biri
sorgular kaldırılmış ezelden
gidiş biletleri kesilmiş yolcularız hepimiz
hey gidi dünya
işte bizler de gidiyoruz




ağlayanlar inleyenler var
sağımda solumda
sırtlarında
taşınamaz yükleriyle
haramzade beyler ki
her adımda
daha da ağırlaşan
günahlarıyla
çocuklar koşup oynar
meleklerin kanatlarında





hüzün
hep geriye kalanlarımızda
bir yarım bırakılmışlık duygusu
ya da
yarım bırakmışlık demek belki daha doğrusu
sarıp sarmalar bizleri
elimizdeyken her şeyi
vermeyi bilemediklerimizi
yükler sırtımıza birileri
yükler durur




yanımda sen
yolumda sen varsın aslında
bunu da bir sen biliyorsun
olsun
böyle olsun bu kez de
ezelden ebede olduğu gibi
senin dediğin gibi olsun
sevgili





hiç mi acılarım olmadı
gözyaşlarım da
elbet parçalandım hücrelerime kadar
rüzgarlarda
bulutlarda
yağmurlarda bıraktım onları sevgili





senin için sakladığım
o en güzel gülücüklerimi aldım yanıma
yüzümden hiç eksilmeyen
mutlu tebessümlerimi de
yürüyorum sana doğru ey sevgili
hepsi de senin
hepsi
al senin olsun ...