7
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2146
Okunma

gitme kal biraz daha
geceler bitmiyor
ve üşüyorum anlıyor musun
demiştim sana
sen gidiyordun
rüzgar mı anımsatır bilmem
kokun mu kalmış resminde
geldiğini fark ettiğim
resmine bakıyordum o sıra
sen gülümsüyordun
beni dinler gibi
anlar gibi
yalnızlığımın bir tek nedenini
hep seni sevmişliğimi
biz eskiden’dik sevgili
şimdi ben burada
ziyaretçi bekleyen bir hükümlü
yalnızlığın dört duvarı’nda
kimbilir kaç bin kez
uğurladım yıllarca
içimden geçen nice sen’ leri
say ki eski bir tren garı
yarım kalmış bir şiir
kalemi kırılmış bir hayat
ve belki biraz yağmur
biraz kar
biraz da rüzgar işte anla
odam zifiri karanlık
göz seni görmüyor
bu soğukta titrerken ellerim
resmini nasıl görebildim
bu yok’lara karışmış’lığının
bilmem kaçıncı kasım’ında
onu da sorma bana şimdi
bilmediğim sorulardan azad ettim kendimi
sen gittin gideli
soruları ben soruyorum artık
nerelerdeydin bunca zaman desem de şimdi
sen boş ver
bilmez miyim gittiğin yerleri
bir tek ben yoktum yanında
bütün arayışlarıma rağmen
bulamadığım yerlerdi saklandığın
giderken her şeyimizi almış
bir tek beni bırakmıştın arkanda
dilim dilim yüreğimi
savurmuştun rüzgara ıslak kaldırımlarda
sahi
sen de hatırlıyor musun hala
içimden kopardığın intiharları
ölü martılar topladım ben her bahar
kayalıklarda
hissediyorum sadece
ellerimde sıcaklığını
vurgun ayazların
teninde bir başka tenin kokusu
yakıyor yine bu gece genzimi
çürümüş bir aşkın tüten buğusu
gitme kal biraz daha
geceler bitmiyor üşüyorum anlıyor musun
demiştim sana
sen çoktan yol alırken
yağmurlu bir nisan akşamıydı
baharsız bir bahar bırakmıştın arkanda
şimdi git sevgili
git artık
bizden hiç bir iz kalmamış sende
bunca zaman
sende kalan herşeyimizi de tüketmişsin
yabancı tenlerde
tuttuğun ellerde
baktığın gözlerde
bu gece
senden de azad ettim kendimi
şimdi
geldiğin gibi
usulca dön sevdiklerine
yakıyorum artık resmini
külleri dahi kalmasın bende
git artık sevgili
dilerim bundan sonra
günahım dahi kalmasın sende
git artık ...
Mert YİĞİTCAN
29 .11 .2013
istanbul
5.0
100% (7)