2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1125
Okunma
//İçimdeki seni kaybettim hükümsüzdür//
Yakamoz renginden şarkılar çalışıyordu bakışları,
Yağmura dokunsa gök,
Göğe dokunsa yer,
Yere dokunsa toprak ağlayacaktı.
Sarardı gidişinin ayak izlerinde sevgiliye akışarı,
Sol’u ağrıyordu sağdan bi haber.
Hüngür hüngürdü avuçladığında yalnızlık şarkıları
sustu
Derince bir susuz gözkapaklarının kıyısında.
Eteklerini topladı yalnızlığının.
Bir eli karasında kayboluyordu mürekkebin
Bir tarafı yangınlarda kül oluyordu.
Ne olmuştu ki o çocuk gülüşlerine,
Hangi nehrin azgın sularında kayboluyordu ki duaları
Ah!
‘’ Sussam, bir susmayı başarabilse yüreğim
Tozunu atarım dünyanın
Kırmızılar takıp yanaklarıma, elma tadında gülücükler saçar sonra düşlerim
Ve ben maviye boyanırım,
Sonra gökkuşağından birlikte kayarız umutların umudunda…’’
Söz dizilimi kangren ağrılar saplıyordu yüreğine…
Bir eli kapının eşiğinde bir eli yüreğinin sesindeydi…
//Ne vakit aşk ağlasa, mezarımı kazar cümlelerim… //
Ve düşün ki, son busedir
Bu son an, dokunduğum yüreğine
Sar sarmala, ya da tut sımsıkı tut.
Dönüşsüz bir yolculuktur gözlerine sevgili…
Asıl olan aslına…
//Ve anladım ki gözlerinmiş sokak ortasında cebelleştiren kalbimi//
Hüzün hangi dil de ağlar ki?
Ya da ben hangi rengindeyim düşlerinin.
Hadi son renginden şarkılar çal ayrılığın
Sen diye bitirdiğim gecenin sonunda
Yalnızlığa mahkûm edilmiş benle beraberim.
Çay kaşığının dudağına değen tarafında
Eritirken bütün rüzgârları,
Adını sen diye belleğime sığdırdığım.
Kalp atışlarım anlamsız şimdi.
Ve anlam’sızım, geleceksinde diye
Hiç kapatmadım kapısını şiirlerin…
Ahmet ERBEY
5.0
100% (7)