11
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1693
Okunma

Rüzgar göz kırparak yanından geçti
Saçlarını savurdu gerçeklerin yüzüne
diz çöktü bağrına sarılan kız
sahte aşkın gözleri üzerinde dansederken
ayağına basmanın o tedirgin utangaçlığıyla
usulca eğilip geçmişin çamurunu dizlerinden silkeledi
bir caddenin tam ortasına bakıyordu
kaldırımlardaki sessiz ayakların çığlıkları
vitrinlerden yansıyan aksine baktı
gözleri boyayan sahtelik her yerinde oynaştı
silkelemek istedi üstünden teker teker
örttü mantosunu sahteliğin üstüne..
Gece kirpiklerini kapattı karanlığa
bir damla düştü gözlerinden toprağa
yağmur dendi adına
halbuki nasılda ağlıyordu başında ki kara bulutlar
göremeyen onca gözlere inat süzülüyordu üstüne
kız biliyordu gerçeği
kaybolan aşklardı yeryüzüne damla damla düşen
ve düştüğü yerde toptağa sarılarak üşüyen.
Güneşin gamzesine vuran kahkahalarını özlemişti kız
ışıl ışıldı bir zamanlar doğan günle uyanan kalbi
nasıl da karabasanlara teslim olmuştu böyle
nasılda izbe köşelere alışmıştı
gizlenen bir mülteci gibi geminin ambarında
yüreği ağzında
eli çarpan kalbinin ritmityle gidip gelirken göğsünde
nasılda korku şemsiyesinin altına sığınmıştı.
Şişenin dibini görmeden uyumaya da alışmıştı denizin gözlerinde
korkusunu şişenin dibinde öldüremeden daha
sızıp kalırdı en soğuk bakışlarda
pişmanmıydı? Bilmiyordu henüz
pike yaparak dalmıştı aşkın gözlerine
ah ne çok da boğulmaktı arzusu
belkide o yüzden uyuyordu gözleri açık olarak
ölmekle yaşamak arası bir sırat köprüsünün
o en kırılgan çizgisinde trapezle asılmasıydı ömrünün aşk
belki de o yüzden aldanışların acısı ağır gelmişti
o yüzdendi bir karar arefesinde
bu caddenin başına tak’ ları kuruşu
geçit töreni başlayınca içinde
seçecekti en yoğun acıları teker teker içinden
ve bir adım da arşınlayacaktı geleceğin kapısını
geçmişin üstüne çarpmak için
Yeni bir aşka merhaba demek için
hele dur dedi içinden
gözleri kara elmas gibi parlarken
karanlığa alışmak da zaman alırdı.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (17)