21
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2889
Okunma

acıklı duvarlara yağmur yağarken üşüyen çocukluğumu çiz bana.....
hey çocukluğum
öğrendiklerimi hatırlatsana bana....
ben o zamanlar kısa pantolonumun yırtık cebinde çekirdekler biriktirirdim
annem dört çocuğun yetim ağıdın/da uzun havalı yalnızlıklar yapardı aş yerine
düşler kırık bir oyuncaktı aslında
ve ben gerçek sandığım hayatın çok daha gerçeğinde yakalandım ağlamalara
siyah beyaz korkuların renksiz sinemalarında
yalancı kovboy filmleri oynardı
ve ben çocuk esaretinde kızıl/derilileri kötü sanırdım
her afişte gördüğüm yüzde biraz acı biraz yalnızlık okurdum olgun yanımla
kasketi yırtık adamlar geçerdi sokağın tozu dumana katan yolundan
ve bahara merhaba diyen kadınlar
gök/kuşağı sandığım iplerden sallandırırdı renkli ıslaklığı
cümleler daha basit
yalnızlıklar daha paylaşımcıydı
buz dondurmalarda
şimdiki hiçbir tat/da olmayan özümsenecek mutluluklar vardı
ben kedilerin küçük hallerine süt sağar/dım
bakkalın dolabından
kendim aç doyan kedileri seyreder/dim usulca.....
farklı farklı dillerde
babama mektuplar yazardım olmayan kalemimle olmayan kağıtlara
sonra o kağıtlardan uçak yapar babama yollardım yağmurun geldiği tarafa
bazen dizlerimin üzerine çöküp su birikintisinde arardım babamı
ve akşam üstü dönen babaların hiçbirinde bulamazdım onu
öylesine tuhaf öylesine yalnız dururdum aklımın tek kişilik sancılarında
yorgun bacalardan çıkan gri tonlu dalgalara takılırdı gözlerim
ve daha katledilmeyen kavak ağaçlarını saklardım gökyüzünün ahşap koynuna
durmadan arabaların ardından bakar
kapısından hangi yabancı gölgelerin ineceğini merak ederdim
sessiz bir oyunun tekil figüranı olup kendimde büyütürdüm
senaryo gereği cümleleri..............
ve bir sabahın erken saatinde büyüdüğümü fark ettim
artık çocukluğumun içinde saklı değildi hayat
yinede ağlayan aşklarım ve utangaç şiirlerim dururdu yastığımın altında
ne yana baksam küfürlü acılar
neye dokunsam çığlıklı yitirilme/ler düşerdi şehrin kıyısına
ve yorulan bir ömrün çocukluğundan terfi ettim büyümelere
kayıtsız suskunluklar
resimlere boy veren tanışmadığım soluklar
kimliksiz aşklar
makyaj altı suretlerde sahtekarlıklar
ve dahası bir acının içinden başka bir acıya sürgündüm artık
çocukluğumun ağrılı gecelerinde tasarladığım hayat
aslında fotoromanlarda uçsuz bucaksız mucizeleri anlatırmış..............
her çocuğun irkilen yerinden bakarak düşüyor sualsiz karmaşalar...........
5.0
100% (30)