9
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1358
Okunma

Ağlama
Çocuk değilsin artık
Hadi kaldır başını
Ve sil gözyaşını
Biliyorsun
Bir OLAMAZ’ı sevdik biz
Biz imkânsızı sevdik YAĞMUR
Yağmur’um
Tam altı gün oldu ayrılalı
Hani yaşayamazdık birbirimizden ayrı
Yaşıyoruz ya işte
Ama nasıl..?
Öyle bir yaşamak ki,
Yaşamaktan ayrı
Artık ne sen annenden fırça yiyorsun
Akşamları eve geç kaldığın için
Ne de ben tadına varabiliyorum
Bir kör sevincin
Artık hafta sonları
Kimse işgal etmiyor Esentepe’nin kuzey yamacını
Ve kimse üzmüyor elindeki çakı ile
İhtiyar bir çam ağacını
Kimse duvar gibi bir kayaya tırmanıp
Tehlikenin sınırını zorlamıyor
Ve oradan dereye kimse taş yuvarlamıyor
Artık kimse SENİ SEVİYORUM diye
Boğarcasına sarılmıyor boynuma
Kimse bir ikindi sonrası serinliğinde
’Üşüdüm’ deyip sokulmuyor koynuma
Ve ben kendim de üşüdüğüm halde
Kimsenin omuzlarına bırakmıyorum panzot ceketimi
Kimse çok güzel olduğu halde gözlerimin içine bakarak
’ Ben güzel miyim ’ diye sormuyor
Kimse küfür ettiğim zaman elini ağzıma vurmuyor
İlk öpüştüğümüz anı hatırlıyor musun?
Ben hiç unutamam
Hani 26 Ocak’ta
Sincan’da bir parkta...
Önce sen uzatmıştın elini
’Seni seviyorum’ demeye kalmadan
’Sus’ deyip bağlamıştın dilimi
Sanki o ana aramızdaki mahrem perdesi düşmüştü
Gözler kilitlenmişti birbirine, önce onlar öpüşmüştü.
Sonra nefesin değmişti nefesime
ve sesin karışmıştı sesime
Anlatamıyorum...
Yaşamıyorduk, sanki rıhlar dolaşıyordu bir hayalde
’ Aşk anlatılmaz, yaşanır ’ dedikleri bu herhalde
’Yeter’di artık bu kadar. Gitmeliydim
O son an... Koptuğunda dudağım dudaklarından
Başını öne eğişini
Ve utana sıkıla
’ Gitme, biraz daha kal ’ deyişini
Unutamam.
Yine içlendin değil mi..?
Belki de ağlıyorsun
Ağlama
Çocuk değilsin artık
Hadi kaldır başını
Ve sil gözyaşını
Biliyorsun
Bir OLMAZ’ı sevdik biz
Biz imkânsızı sevdik yağmur
YAĞMUR’um
Ooof... Of...
Tek sorun neydi biliyor musun?
Çok güzeldin, haddinden fazla
Seni sevmek,
Senin olmak hakkım değildi bir kuru niyazla
Şimdi sen,
Sanıyorsun ki bu sana son mektubum...
Son değil Yağmur’um, sondan bir önceki
Anıların zehir zemberek içime aktığı mektup bu
Yani derbederliğim dün geceki...
Yağmur’um...
Sen bu ayrılığın sırrına
Son mektubumda ereceksin
Son mektubu da bir kağıtta değil
Mezar taşımda göreceksin
’ Yağmur
Yağdı...
Islandım.
Aslında ben yağmurun
Yağmasını kıskandım
İşte ben bu yüzden öldüm
Öldüm ve toprak oldum
Yağmurun seli tüm vücudumu sarsın diye
Ve sadece yağmur bana yağsın diye ’
_______________________
ABDULLAH KABATAŞ / BOLU
Kaynak : YEDİNCİ MEKTUP