6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
911
Okunma
Afacan gibiydim çocukluğumda
Ne hayâller kurduğumu unutmam
Çimerken derede, oynarken kumda
Kocannemi yorduğumu unutmam
Bibim seher vakti yayık yayardı
Kahvaltıma tereyağı koyardı
Türkü çığırırdım herkes duyardı
Havalara girdiğimi unutmam
Babam öğretmişti şol kavm-i Lût’u
Öğretmişti Firavun’u, Nemrut’u
Elimle alçıdan yaptığım putu
Taşa çalıp kırdığımı unutmam
Hamza’nın gölünde manda güderdim
Başak toplar bakkala borç öderdim
Gece harman beklemeye giderdim
Gündüz döven sürdüğümü unutmam
Dedem çok sorardı beş kere beşi
Gülerken parlardı protez dişi
Bir gün yolda rastladığım keşişi
Makaraya sardığımı unutmam
Kışın odamızda cenk okunurdu
Mabeyin kısmında çul dokunurdu
Bir akşam üzeri iki aç kurdu
Pencereden gördüğümü unutmam
Hoşlanırdım kağnı, kamyon sesinden
Nem kapardım Şar dağının sisinden
Tezek yapmak için mal gübresinden
Samanla harç kardığımı unutmam
Takılırdım kim çıkarsa önüme
Bakmaz idim kavruk esmer tenime
Stefo isimli öğretmenime
Kimliğini sorduğumu unutmam
Çok eşekten düştüm, çok attan düştüm
Uykum arasında hayattan düştüm
Güreş tuttum, yenilince dövüştüm
Hoş ortamı gerdiğimi unutmam
Mısır patlatırdım tandır sacında
Sallanırdım süyüklerin ucunda
Sapan taşı ile dut ağacında
Nice bülbül vurduğumu unutmam
İşte böyle geçti çocukluk çağım
Tatlıydı doğrusu evim ocağım
İlim aşiretim köyüm bucağım
Size gönül verdiğimi unutmam
Ahmet Süreyya DURNA
Şafak Taarruzu (Şiirler)