0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1500
Okunma

Bak, yine sensiz geçecek
bilmem kaçıncı eylülü doğurdu
sancılı Ağustos
ve biz duru bir damla ile
nice göller nehirler yaratacakken,
okyanusun deli dalgalarına teslim ettik
sevdalı sarılmaları..
Bakma öyle her şeye gülüp geçtiğime
en suskun cümlelerime hapsettim yine
göz pınarımdaki yağmurları..
Eskiye ait şarkıları
tekrar tekrar dinleyerek bastırıyorum
dudağımdaki parmak izlerinin senfonik sesini
Ard arda yaktığım sigaralarda
teselli vermiyor artık
söze karışan ne kaldıysa kalemime dair
yırtıp yaktım izmarit dolu kül tablasında
her mısrası y/ele savrulan yanık satırları
yutan yutana..
Oysa ben her zerrende güneşin sıcağını
ve en masum çocukluğu yaşamıştım
gözlerinde..
Sen, gönül hırsızı;
öyle keskin ve zamansız estin ki ruhumda
bütün camları sallandı yalnızlığımın...
-Aze-
5.0
100% (4)