1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1847
Okunma

sıtmalı bir şehrin
titreyen tarafına denk geldik
bu yüzden bastığımız topraktı gözlerimize dolan
bu yüzden
sarıya boyardık umutları
kangren bir yaradan beklenen hayır
ve
Tanrı’dan gelen şer’rin terazisinde
kılı kırka yararken keskin uçlu kalem
etimi delip geçerdi gözleri
alnından öptüğüm çetrefilli ayrılıkların
yeşil kıyametler kopardı ya hani
siyah çarşaflara dolanmış gökyüzünde
bakir bir ateş
ve kızgın bir suydu medet umduğu
gariban seslenişlerin
oysa
biz hep aynı türküyü söyleriz sanmıştık
saçlarını örerken güneş
dökerken bulutların eteklerine sihirli tebessümlerini
lanetli bir sancı çökerdi ayın göğsüne
bu yüzden
kısır kadınlar emzirirdi yıldızları
memelerinden
param parça hüzünler akardı
bitmek tükenmek bilmeyen kabusların
en kırmızı yerinden deşerdik geceyi
şehri sıtma tutardı
titrerdi aort damarına kadar dünya
ayaklarımız alev
ellerimiz buz
ve
tuzla buz biriktirilmiş kelimeler
aklımın kuytularına düştüğün vakitlerde
göğsümü yarıp
gözlerini oyardım çocukluğumun
ve
yetim kalırdı melekler
Havva’dan beridir belki ilk defa
cennetten kovulurdu şeytan
tekrar tekrar
yasak bahçelerine girdikçe yüreğimin
ansızın
ta şuramda beliren sızının adını sorardım aynaya
cehennem derdi gözlerim
cehennem
’ki
insan en çok kendi ateşinde yanarmış
insan en çok
kendini yakarmış’
5.0
100% (16)