Güzelliğini görse huriler selam durur,
Ayağın kara değse kar imrenerek kurur,
Mehveş yüzünden sanki güneşin şevki vurur,
Zerafetinde zan-ı cins-i melek görürüm;
Ervahın gizemini o mizanla korurum.

Gayri hayallerini bilemem neler süsler,
Acaba o duygular gönlünü nasıl besler?
Meramında göremem nedir o ince hisler,
Zifiri karanlıkta bir dolunay görürüm,
Ervahın gizemini o mizanla korurum.

Geçmezse dildeki ses gönüldeki elekten,
Alamam ki bir mesaj aks-indeki dilekten,
Mukadderatın nedir, bilinir mi felekten?
Zevahirine bakıp, an-ı zanla görürüm,
Ervahın gizemini o mizanla korurum.

Gönül gemine bilsem nedir koyduğun yükün,
Anlardım düş dünyanı ne kaplıyor topyekün,
Mefahir ile sayar, neler yazardım bugün,
Zahiri cemalinde sözü özde görürüm,
Ervahın gizemini o mizanla korurum.

Güzellikte eşin yok, bu yörede, bu ilde,
Açılmış bir tomurcuk gibisin gonca gülde,
Mefhar-ı kâinatta, gören gözde, gönülde,
Zayi olan akılda zirvede şan görürüm,
Ervahın gizemini o mizanla korurum.
(Akrostiş)