2
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1203
Okunma

Geceleyin sokaklardan sallanırdı
Işık saçan lambalar
Bir eflatun hazanın sabahına varmadan kesilirdi biletler.
Varamayan yolcu trenlerinin hepsi greve gitmiş
Arpacık kumrusunun reyonunda…
Herkeste olağanüstü bekleme halleri…
Bir fasılaya bin nöbet tutturan bir amirmiş öfkeli
Kaale almamış kimse öfkelenmiş amiri
Kıpırdamamış son deminde açılırken son perde
Mor bir hüzün bulutu arşınlıyormuş göğün yüzünü
Nöbettekiler kalmış ayazda
Bizim gecede kremini sürüyormuş, gençliğin çarkında
Zamanın kontratı dolmuş çok fazla kullanmaktan gidişi
Lakin kaybetmiş fildişi yüzüğünü
Arıyormuş yolda çoktan açılmış olan düğümü
Sevda dolu gemiler yolculuğa çıkmak için personeli bekler
Yolcular ağlar gemi demir alamaz kederinden
Karadaki gemileri sürükler meteorlar başka noktaya
Zümrüdü anka yetişir imdada
Tutar geminin güvertesinden indirir, iskele alabanda.
Doluşurlar yeryüzünün sakin kıyısına.
Şiir yol alır sakin sulara…
Bir keman konçertosunda takılı kalır piyanonun aklı
Resital muhteşemdir, âşıktır piyano
Çalar kafasına göre tutkunun tınısında
Alkıştan duvar yıkılınca sığamaz seyirci salona
Taşar dışarı, savrulur yollara…
Kadife ceketli bir adam yürür başında bir şapka
Alegorik hikâyede bir tasa…
Adam detektif desen değil, heybetli desen hiç değil!
Yürür öylece, büyümeden hadise
Alır bir nargile bakacak tam keyfine
Cezalıdır marpuç çıkar elden tehlike.
Masaldan düşer böylece hikaye.
maide özgüç