0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1190
Okunma
rüyaydı biliyorsun sakın şımarma
hatıramız eskimiş ormanlar gibi sırıtırken içimizde
sakın şimdi karşı kıyıya geçeceğini söyleme
bak bu dallar oyalayıcı ve acı
sana sonsuzluğun diliyle yalvarsam
oturup ağlarsın gecenin geç geldiğine
oysa soytarısını sarı burnunda oynatan o palyaço
bizim kalbimize girmeye an kala şaşıran bir karmaşaydı
değdi değecek ve sanki kalacak
binlerce öpücüğün suskunluğunu
kime anlatsak yalancıydı
uyanır uyanmaz kaçan
buğulu titreşimlerle bir şey söylemeye kalkışma bana
ya neyden bahsedeceksiniz yağmur yağarken
kalpleri kırık bu yok çıkmazında
hızlı bütün gerillalar öldü
en korkak olanını size sakladım o da adam değilmiş
kırmızı bir etek giyse iyi
mavi pullu bir balığa benziyordu yüzü
ellerimin arasından kayıp gitti
derelerin sis kılıklı bakışlarına
köprücü baba hakikat nedir diye sorduğunda
kapanıp dizine ağlamasaydık
rüyasında çocuğunun nasıl kaybolduğunu anlatacaktı bize
koca koca suları makinelerden geçiriyorlarmış
o an şaşkınlığımdan kalma acısız hisler
bir o kadar da bilmem ne
akıtıyordu tüm sevgileri içime
oysa bir helikopterin yorgun tutunuşların dan artan
bir çaresizlikle seyrediyordum olan biteni
sonra kaybolup gittim bende
hatırlamayı unutmuş tırnağım acıdı ve küçük bir batık
küçük ve sevgi dolu bakışlarının bana yaklaşan hülyasında
tanrıya bu acıya ortak olacağına dair söz vermesini istedim
rüyaydı biliyorsun sakın şaşırma
der gibi kırptı güzlerini
ama
vallahi ağlamıyordum aşkına.
5.0
100% (9)