1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
993
Okunma

Ne var ne yok diye haber salmışsın;
Sağın – soldan haberi yok gardaşım…
Nice dağlar devirmiştik beraber;
Elin koldan haberi yok gardaşım…
Dost sandığım düşmanlıkla yarıştı;
Kahpelikler zirvelere erişti;
At izine it izleri karıştı;
Yolun yoldan haberi yok gardaşım…
Yola çıktık şereflice, ar ile;
Çok boğuştuk, boran ile kar ile;
Sınadılar bizi zordan zor ile;
Sözün dilden haberi yok gardaşım…
Mavilerin, yeşillerin, sarının;
Soframıza bağdaş kuran darının;
Peteklere emek veren arının;
Tatlı baldan haberi yok gardaşım…
Bol – bereket denizlerde ağların;
Keklik öter, ceylan gezen dağların;
Bir zamanlar bülbül öten bağların;
Esen yelden haberi yok gardaşım…
Köşe – bucak saklanırken efendi;
Hep el – pençe beklenirken efendi;
Köylüsüne diklenirken efendi;
Köyün İl’den haberi yok gardaşım…
Vefa nerde bulamadım yerini;
Garipliğim görmez elde kirini;
Halimiz bu aldık üçün birini;
Halin halden haberi yok gardaşım…
Bizi bize düşürdüler yalanla;
Beslendiler yüreklerde talanla;
Avuttular falanlarla, filanla;
Kökün daldan haberi yok gardaşım…
Ali ALTINLI – 13/09/2013
Saat: 23:10
5.0
100% (3)