42
Yorum
38
Beğeni
0,0
Puan
3491
Okunma
ÖRTÜN SUDA YANMIŞ DENİZİ
tanıdık bir gecenin parçalanmış yarısındayım
iki damla gözyaşı düştü herhangi bir balkondan
hemen süpürdüler çöpçüler
yıllardır aranan suçlu gözyaşlarını
akşamın kırılan kalbine inat
kelebeğin son dansını izleyen gözlerinde dursun
bu kentin bütün dut yemiş bulutları
çağır gelsin kırılgan sevdalılar
yorgun döşeklerinde uyuyan az önceki
günah çığlıklarını rahatsız etmeden
ellerinde iki damla gözyaşı ki ağladıkça artar
şimdi örtün suda yanmış denizi
örtün örtün kavrulsun denizin kalbi
avuçlarınızda büyüttüğünüz billur gözyaşlarınız aşkına
başkasından çaldığınız mutluluğu
arayan yüreğiniz tarumar olmuşsa ki bu sahi
artık
sen benim bir tanem değilsin
az önce saldım seni o iki damlayla
küskün bir yaşamın çok kuytularına çok kuytularına
bunu nicedir planlıyorum sanma
şaşırır yüreğin sebepsiz hesap sorar sonra sana
ben zifiri karanlıklarda aradım
ışığa suya hasret yanımı yarım kalmış öteki canımı
uzağa gidemiyorum yüreğim prangalı
bir yanım cehennem ateşi ki yakmıyor alazı
bir yanım hırçın bir yelin elinde savrulan güz yaprağı
sana giden bütün yollar kendi içinde kör düğüm
orada az ötede acemi aşıklar çapraz ateşle oynaşıyor
bana ne
ben bozsam yeminimi ahdımı
yeni doğmuş bir bebeğin çığlığına bıraksam avazımı
yine sevebilir miyim ki seni her şeyi bıraktığım yerden
şehrin günâhkar yakasında öteki ucunda
yüksekçe bir binanın ayarı düşük dar odasında
kör bir ışık yanıyorsa eğer şimdi
biri ar namus çığlığı atıyordur ki
saçının her bir teline vurur sesi
kana bulanır ellerinde gözyaşları
kentin kaldırımlarında kıvranırken o
çaresizlik dolduruyor şimdi duaya açık bütün ellerimizi
çöpçüler kentin arsız günâhlarını süpüren çöpçüler
daha yanmadan yakılmadan sevda narında
sıcak tuzlu gözyaşlarından korkup çektiler bütün acemi ellerini
kendi suyunda kendinden utanan sulardan
Şükrü BEŞİKTAŞ