6
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
1687
Okunma

Samimiyetsiz savurma saçlarını, rüzgârlarım inciniyor
Gururuna iliştirdiğin bir çift güzel söz kaldı mı dilinde ?
Neden, dudağın hep hüzünlerle öpüşüyor ?
Ve neden, yüreğinde sürekli kimsesiz bir çocuk üşüyor ?
Unuttuğun son tebessümde öldüm ben
Özlemlerimi bir turnanın kanadına sürüp
Kırk parçaya böldüm ben
Seni ilk kez gördüğüm o yol çatına sevdamı bırakırken
Farkında değildim sendeleyerek düşen hayallerimin
Uzak denizlerin maviliklerine küs gözlerim,
Ve ılıman iklimlerde üşüyen şiirlerim vardı
Kavgalı bakışlarından irkiliyorum
Simsiyah kokusundan medet umduğum saçlarına yemin olsun ki
Kalbine son rötuşu göz yaşlarımla yaptım
Sen, bilmem kaçıncı uykunla kadeh tokuşturuyorken
Yağmur tanelerinin mızmızlanmasına eğme yüzünü
Bahar tonunu her vakit yeşile çalmaz
Ağlamak şaire ne kadar da yakışır gördün mü hiç ?
Aşk, sancılı zamanların düşüğü değildir
Bir serçe masumluğunun alnından öperken kanat imanını
Ben, hüzünlerle helalleşip
Yeniden gri renkli gökkuşağının soğuk koynuna sokuluyorum
Buz mevsimlerine kanat çırpan donmuş umutlarım var
Yeniden ısıtarak diriltir misin beni ?
Ve bir daha sever misin yüreklice ?
Yazgısı körelmiş ketum yarasalara inat
Göç yolda düzelir,
Ayrılıktan önce ki son çıkışta bekliyorum seni
uytun ...........