yağlı urganda takıldı/imameye rüzgar dokunur
korkusu bastırılmış/ölümde kaybolur
sandukasında solgun nefes kırıntıları
boncuğa dizilmiş hıçkırıklar
ölümüm masumiyeti tepeden haykırır
üflenmiş çıplak beden yatağını şaşırır

dudağının çukuruna düşmüş yalan nefretin
karanlığın sır dolu maskesinde gizli
kulakları yırtan salya sümük naralar
kabuk bağlamış yaraları aralar
umut bilmiyenler üzerini paralar
sır değil benimkisi gerçekte sus var

aslı korku salmakmış yüreklere
serseri mayın serpmiş vurdum duymaz
görülmez telörgüler sınır demekki
korkunun zıt yönüne göç etmekmi yaşamak
bilinmiyenin tedirginliği ufka yürümek
nehrin yatağını değiştirsen ne çıkar
damlalar toplanmış bildiği yolu açar

ipeksi kanatlara bakmaya ömür doymaz
ruhun tenine dokundu rüzgar
farzet yıldız toplanmış kutup yıldızına
kanat takmış nar-ı ateşin ışık ürpertisi
uçtu uçacak nar çiçeği baktı gözlerine
şairin kalemi hükmü sözü bestesi