0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
750
Okunma
hiç kimsenin uğramadığı yerlerde çoğaltıyorum genetiği bozuk hücrelerimi
ucunda parmaklarımın hesap edemediğim acı, sürüklüyor elektronları
perdenin arkasında intiharı sahneleyen dekor
bir ileri bir geri, üç numara büyüyor çocukluğumun ayakları
bilsem hangi dalgaya takılır arsız denizlerimin balıkları
bulsam, hangisi alır götürür zihnimin yok edilişini
ayıklayıp tüm fazlalıkları saf halinden ışığın
sevgiliye dönüşünü betimleyeceğim Japon balıkçısının
rivayet ki,
ölüm de dalgalanarak gelirmiş karanlığın içinden
kimi harfler raks edermiş çınlatarak zincirleri, dizildikleri yerden
kaçtıkça curcunadan hücrenin sakin’leri
dolmazsa yıkılırmış boş kalmadan yerleri
eskiden makası doğrultup da kağıda
-bilirdim, yürümek hep bir düşme halidir-
kırptıkça artacak derdim adımlarım
şimdi farkı soruyorlar iki ölmek arasında
hangi yolda kavrulacak aklımda kalanlarım
hiç yoktan bir yaşama hevesi saklıyorum dolanırken günleri
ıssız kentlerimden geçecekse bilginin kaşifleri
varsın üç yıl da radyasyonla büyüsün salıncaklarım
sancısı biter, geleceğe kalır doğuracaklarım
B.
5.0
100% (3)