1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1382
Okunma

ve biz savaşçıl duygularımızı
seslendirirken
dantellerini secerek
dağıtıyoruz
sözcük sözcükte kafes yasarken
barışçıl yaşar yazdıklarımız
dönüp dolaşır
kulak asarız alakasız
tarlasındayız
barla’nın
bazen yaklasım ister
dibe inen anahtarın sazı yok ki
öpücük görüşler
tiksindirici heybet verir
çin çıkmazlarında
boğazlara eli iner ruhların
yok olayım eşki’yata nikotin
nazarın cürmüne san’atsın
itirafsızsın sevgilerim var
boyun büken kanatlarım
suskun terinden
kurtuluşu heba edilmiş
kağıtın harman çalışında
yükseltecek hiçbir harfimiz kalmadı
ukalalık yazmanın karesidir desem de
küçümser yaralar acarlar
kanımızda
gülüşe tandır eker kornalar
kalemin yanan başıyla
çarşaflarda delik actırırken
kaydoluyorum maçına hizanın
sokaklarında dönüşler izlerken beni
büyüyorum
yürüyorum üzerine ayı’ya dayı diyen
dilin çömezliğine
bil isterim
takibe aldığımız atasözlerini
dağıttım taşta kalan kan izlerine
ne kadar insafsız koktuğunu
bir bilsen
mesele
mesela
bin yıl yaşatılan yılana
gezgin imgeler(YUNUS Tapancı)
5.0
100% (3)