10
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1440
Okunma

Ah Rüveyde
bu kaçıncı yaprak dökümüdür hayatımda
artık soyunup dökünmek istiyorum hüzünleri
bir bahar gibi süslenmek geçiyor içimden
rengarenk çiçekli elbiseler giyerek
çok da değil hani biraz beyaz
biraz da pembe tonlarından hayatın.
Her sabah,
ama her sabah penceremin buğulu camlarına
gülen yüzler çiziyorum kırık parmaklarımla
gözlerimden savrulan gözyaşları teker teker süpürene kadar
öylece seyrediyorum
kırık umutlarım silinene kadar gözlerimde
belki bugün diyen sesim yankılanırken sözlerimde.
Hep bekledim ben biliyorsun Rüveyde
üstümden çıkarıp attığım sevdaları
geçmişe gömerken elimde kürek
doğruların bulaştığı bir hastalılla dönüşlerini en çok
en çok pişmanlıkları bekledim Rüveyde
kırılan duygu kırıntılarımı toplarken anılardan
olmadı.
Köstebek gibi her duyduğum seste
kendi içime kaçtım korkudan
çok aç kaldım ben Rüveyde
seslerin içimden yok olmasını beklerken
ölmeyecek kadar dudaklarıma sürdüğüm
ve dilimle yalayarak tadına vardığım
ufak tefek sevda yalanlarını inkar etmiyorum
onların sayesinde değilmidir şu anda dik duruşum
sabır taşına dönsem de hala ömrüme oturuşum.
Vazgeçişlerde yaşadım elbet
yağan gözyaşları kirpiğimi vururken
ve ben kanlar içinde yere düşerken Rüveyde
pişmanlıklarımın içinde ölüp ölüp dirilmeyi
şu yaşadığım gece kedi gözü gibi parlayan
karanlık Kentlere borçluyum
katili meçhul her cinayetim
aranıyorlar listesine bile giremedi Rüveyde
çünkü bende her kadın gibi gizli gizli öldüm
daha yeşertemeden hiç bir sevdayı dalımda
yabancı bir elin koparmasıyla soldum.
Ayvazım DENİZ
5.0
100% (13)