19
Yorum
26
Beğeni
4,9
Puan
6287
Okunma

Sen gittin ya...
rüya görmez oldum
bi’ görsen hepsi karabasan
gözlerimi yumduğum an
kandıran kandırana
yastığıma sarıldım,
korkudan ağlayamadım
boğuldum alaca karanlıklarda
miadi dolmamış tüm düşlerimden vazgeçtim.
Biliyor musun;
yine parfüm sıktım yastığıma,
işe yaracak, huzur verecek ya;
onları dağıttım işte güya.
Öyle dalmaya çalıştım uykuya
uyudum yokluğuna
solumdan haykırdım
ayrılığın karasını basana.
Sen gittin ya...
yetim kaldı şarkılar
boş cd kapakları yerlere atık,
düzensiz... darmadağınık.
Çantalara tıkmayı denedim
durmadı şıklığı eskisi gibi
zaten istemiyorum da
onları süslemek... sıralamak.
Başıma iş mi alacağım;
plaklar, o şarkıda ben geldim,
bu şarkıda o gitti çalacak.
öyle doldururum içlerini
düetler gibi kederli.
sahi
ordan duyuluyor mu öksüz sesleri?
Sen gittin ya...
bu sokaktaki simitçi de adres değiştirdi
çayını kapan koşardı ona hani.
Şimdi...
sabahları camdan bakıyorum da arada
herkesin boynu bükük,
kaşık sesleriyle oluşan bir armoni,
mutsuz şarkılar gibi
ritmi düşük.
Nerede bizimki diye iki lakırtı
sonra n’apsınlar
hepsi ekmek derdine
koyuluyor işine.
Anlayacağın...
artık buralardan çıksa çıksa
çıplak ayaklı saadet çıkar.
Sen gittin ya...
kahveyi vanilyasız içmeyi öğrendim
bisküi almayı unutmayı
denedim denemesine de
sanki ne kahve vanilya kokuyordu
ne bisküide hindistan cevizi oluyordu
Bir daha hiç tomurcuk kokmadı buralar
bak gülüceksin belki ama
açıkçası çay demlemeyi bile unuttum.
Sordum mu sahi;
su kaynayınca mı demlenirdi
altını kapatınca mı çay demliği bilirdi
az ipucu versen dahi
karıştırması yine benden
iki şekerli.
Uyar mı sahi?
Sen gittin ya...
ıssız kaldı koltuklar
tüm renklere küstüm
lila, mürdün, şarap rengi ne varsa
hepsi sıradan geldi
eşya bakayım dedim yeni
eskide kalanlar gözümü doldurdu.
Attım diyelim hadi
ya bi’şey unutulursa diye aldı beni bir korku.
Onları da sığdırmayı düşündüm bir an
illa yenilemiliydim kendimi ya hani
bu sefer de renkleri bayağı durdu
anladım ki konfora hiç gerek yoktu.
Şimdi
yine buldum bir sandıklı sedir
oturuyorum işte üstüne
öylesine!
Örttüm elime geçen ne varsa
misafir de gelmiyor nasılsa.
Sen gittin ya...
herşey de bitti
yalnızlık küstü,
serçe parmağını uzatmaz oldu,
anılar daha kalabalıktı,
tüm günümü doldurdu.
Caddeler yürüdü,
sokak ışıkları güneşe kafa tuttu.
Kaldırım köşelerindeki dilenciler var ya...
zengindi
gururluydu;
para verince kızar oldu.
Sen gittin ya...
yıllar geçtikçe küçüldüm.
Günah ama
kader yönünü değiştirmeyi düşündüm
yeniden tanışalım gibi
biliyorum çocukluk!
Geçen yıllar sefil ziyan,
büyüdükçe geriye döndüm;
aslında olgundum!
Sanki kuşlar bile kanatsız uçuyordu
uçurtmamın zaten ipi yoktu
Kimseden fayda olmayınca...
ben de girdim koluma, yürüdüm yoluma.
Çocukluğumu bile erteledim,
senden sonraya
tam emeklemek üzereydim ki,
var ya;
kıyamet koptu.
Şiir, Ses: Funda Mavi (ŞİRİN KELEBEK)
5.0
93% (25)
3.0
7% (2)