18
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2549
Okunma

Z/amansız bir uyku mahmurluğuna
sarılıyor bedenim
hiçliğin esaretindeyken yılgınlıklarım
toprak alıyor gözlerimi
aynı kalem ucu darbeleriyle çizilmiş
insan karikatürleri
kolları çöp,bacakları çöp gözleri karanlıklarda
cin çarpmaları
hezeyanlarım
topraktan süzülüyorlar
,üşüşüyorlar gecelerime
istila edilen ruhum can hiraş bir çabada
konuşabilseydin bir konuşsaydın
menevişli şafakların türküsünü
söylerdin
kimsesizlik kokan saçlarıma
sakla beni
Saç örgülerinin beliklerine
yarına erdiremediğim hayallarimle
uyut beni
korkuyorum,insan müsveddelerinden
korkuyorum anne.....
gecenin en arsız yıldızlarından
mavi şehrin son ışıklarına
yıldız tozları sepeliyorum
karanlıklar istila etmesin ruhumu
bilirsin ufacık bir kızkende saklanırdım
karanlıklardan
pamuk prenses masallarına
annem
yüreğinde narım...
bu şehrin ışıkları alımlı bir fahişenin
aşığına sunduğu vaatler kadar cazip
lakin tehlikeli
acımasız bir tanrının merhametince
riya dolu..
Ağustos’ta
denizde oynaşan yakamozlarda
martılar aşk seranat ’ında kıyıya vuruyor
yüreğimin martılarıda ölüyor
aşklarda yalanmış anlamsız onca yeminler
ah annem...
neden beni durdurmadın
kırlangıcın eylül göçlerine takıldı yüreğim
eylül göçlerinde zulüme düştüm
,yağmur yüreğinden aktım
meçhul yıllara
belkide onun için bu küskünlüğün!!
durup durup sineni yaralamaların
yaralarımdan sızan kan damlalarını
Serçe
gözyaşlarınla dua’larınla
öp annem
anla ’ki ben şair ruhumla kır çiçekleriniİ kuşları
aşkı sevdim
aşkı vurula vurula yaşadım
yar elinden ölmeyide bildim
!
ağlama yeter
her gün taze bir umuttur
yaralı ruhlarımıza
menevişli şafakların türküsünü söyle
doğacak ilk ışıklara
anne......
...hani masallarımıız vardı
inandığımız
anlat bana ,anlat
ağlama
sus annem
5.0
100% (19)