Geldi şehr-i ramazan
Gönlüm ördeği ol nurlu havuzların


Zamanın aklı başına geldi dörtnala...
Gönlümün toprağına düştü göklerin cemresi
Gönül meydanımda kim bu atlı savaşcı
Gönül ağacımın dallarına yürüyen su gibi bir şey...

Bu ne güzel bir ramazan toprağında Mekke
Geldi şehr-i ramazan
Hoş geldi şehr-i ramazan
Cennetten bir güldür bu oruçlar amber kokuyor
Bu ramazan bir bahçedir güllerle süslü
Bin yıl olsaydı ömrüm dedirten
İftar sofralarının ovasından bir nehir geçiyor bırakıp bereketini her gün
Yaradana açılan ellerin yüksek yüksektir kulluk tepeleri
Dostluğa bir ömür boşalacak nehirlerdir bu oruçlar

Cennete çıkan çiçekli yollar var bu oruçların yokuşunda
Teravihler...hatimler...
Geldi şehr-i ramazan
Hoşgeldi şehr-i ramazan
Ey bileği güçlü dost hoş geldin gönül mekkeme
Şeytanları zincire vurduran güneştir her oruç Mekke’de...


Bu hayatta ne yaralar aldı inliyor yetim gönlüm
Cemal sevdasındayım
Öksüz sevdalardayım...
Tut gözümü oruç
Kevser sevdasındayım
Aç gözümü oruç...

Ümit kapılarını açar oruç Mekkede
Ey bileği güçlü dost koş gel gönül mekkeme
Günahla aramda kalın taş perdedir oruç
Gönlüm bir bülbüldür seherde
Bu kafesten azat olmalı..
Cennete çıkan çiçekli yolundayım oruçların Mekke’de
Sahur sofraları...
Eritir taş yürekleri koşsun gelsin dörtnala
İftar sofraları.
Soğuk su gibi ateşe boşaldıkça boşalır
Sönen cehennemin kinidir