0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1502
Okunma

Yar…
Bir sevda
Kasidesi bestelemeli
Yüreği yakan,
Hicranın sağanağında ağlatan
Gün yüzüne hasret
Umutlara şevki yaşatan
Ve sineyi rahatlatan
Sabrı kanaati fark sayan,
Ecir ve ihsanda coşkuya
Kavuşturan bir güzellik dillenmeli
Yanık sesler,
Sevdasına hasret nefesler
Ne cennete
Ve ne de cehenneme
Ram olmak için çekinenler
Araf’ın sessiz
Çığlığını bilmeyenler,
Berzah için
Şüpheye düşen biçareler
Her ezgide kendinden
Bir şey bulan kederler,
Yalnızlık sahilinde düşünen bedenler
Kanadı kırılan
Kuşun feryadı vardır
Umut dağları oluşturan
Muradın yanıklığı nasıl bir yaradır
Han duvarları,
Gözün yaşları, yüreğin ağıtları,
Sukut ettiren hicran ırmağı
Ruhumdan nükseden
Hüznü hatırlatır, içimin
Sızlaması derin bir acıdır,
Sabır baş tacıdır
Ne zaman
Bir ebru üstadını görsem
Hüsn-ü hat üzerine nefeslenen
Edebin rahlesinde serinlesem
Neyzenin ruhundan
Akseden nağmelerle hazzın
Mehtaplarını seyretsem
Tuval üzerine resmedilen hülyanın,
Ümit yağmurlarının
Heyecanıyla gönlümü teselli etsem
Hangi beşer,
Kemali yet için gayret eder
İnsanlık vasfına nail olmak
Ne kadar faziletliymiş meğer
İlim akla, hassasiyet ruha,
Edep ve nezaket şuura
Refakat ederse, gönül sevdaya,
Melal aşka, hissiyat
En makbul bahara aşinadır,
Hakkıyla dert edinilse
Hiçlikten korkma,
Varlığa araç olmaktan kork
Nefsine abanma, kalbini
Karartma, aklını bulandırma
Arifin sözüne, dervişin haline,
Sevdanın narına,
Aşkın sofrasına uzaksan kork
İnsan iki doğumu yaşamış
Bir kemali yettir, kulluk
İhsanıyla mücehhez olmuş
Hedeftir her lahzada unutma
Mustafa Cilasun