3
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1609
Okunma

Tekrarı olmayan rüyalar gibisin/topla dağıtmış olduğun çocukluğunu erken kalktığın sabahlarda ve bil ki her sabah, odama taşan yaşama telaşlarının elektriğine çarpılıyorum sana ıslak teminle/ parmaklarımın arasından kaçıp gidiyor zam/AN bilerek ardından gitmeyeceğimi ki kelimelerinin sağanağındayım/sana sussam..sana sus(a)sam boğulacağımı bil/iyorum..
(...)
İşgaller kuşandım sensizliğinde
sessizlik bir büyülü zaman ki
kirlenmedim hiç...
yüreğimin üzerine oturduğumda
kanatırdı dikenlerim...
ve bil ki sevgili;
tarifi mümkün olmayan acılardan
sancılardan
ve tekin olmayan yerlerden
sana/
sadece sana
döneceğimi bilerek
adım adım akıyorum içime...
(içini yerim dediğim düştü yüreğime şimdi)
ki sözler büyütürken sana
her durakta gölgelerin kaplar yüreğimi...
ve ben ki sevgili;
girerim içine/derinlerine
yarı açık unutulmuş kapılarından içeri
tüm çağlarından geçerek
kumdan kalelerinden
sularından
ve aldırmadan kainatın tüm günahlarına
kaç kavim yok edildiyse
bir o kadar ağıtlar yakarak ki
parmak uçlarımda dokunsallığımın ateşi
dönemiyoruz bil/iyorum
hiç gitmediğimiz yerlerden
kendimize...
(...)