Bazen akıl karıştırıcıdır
tanımadığın insanlar
arasında oturmak
özellikle sıcak yaz günü
bir barın teras katında
içkini yudumlarken...

Senden iyi ya da kötü
olduklarını ima etmeyen
insanlar arasında oturmak
akıl karıştırıcı derecede keyiflidir…

Tatilden yeni dönmüş
bir hatun ince sigarasını yakınca
mavi duman böler sıcak müziği
güvercin konar bar tezgahına
yürür güvercin adım…

Sayıları giderek çoğalır
öğleden sonra ter atan bira bardaklarının
ve senden başka işi olmayan insanların
sayısal çoğunluğu akıl karıştırıcıdır…

Bir ayağı diğerinden kısa bir kadın gelir
yüzünde Mona Lisa gülümseme
öylece oturur ve ucuz bira içer.
Kimse bir şey konuşmaz
çünkü yeterince konuşmuş
yeterince konuşulmuşlardır…

Tren geçidine bakıyorum şimdi
kırmızı yük treni telaşsız
yalınayak yürüyor sıcak raylar üzerinde.

Radyasyon üreten düşüncelere dalmışız
cinayet planlayan düşüncelere
tecavüz ve intikam rüyalarına
düşüncede bulaşan salgın hastalık gibi
sütlü kan, kanlı sperm sızıyor damardan
tepemde bir şey dönüyor
akıl karıştırıcı derecede mükemmel traşlanmış kutusuyla
çıplak bir kadın
tavanda çarmıha gerili dönüyor tepemde…
Aklımın çatısında yarasalar sarkıyor
karanlığı seviyorlar kan seviyorlar
dışkılarına karışmış kan kokusu dayanılmaz
kanatlarında şiirler asılı…
Hapishaneye, akıl hastanesine, işe, okula, eve
gitmeden önce buraya uğramalı insan…

Sıcak bir yaz günü burada oturmak
dışarıdaki her şeye rağmen
yük trenine, yakıcı güneşe, toprağı zehirleyen bakışlara
aldatmaya, dudaktaki yaralara, tıraşlı kutulara,
başarısızlığa, duygusuz sikişe, sınavlara,
hastalıklara, yağmura, işsizliğe, çöl rüzgarına,
yarasalara, patronlara, güzel kadınlara, kanunlara,
şeytana, politikaya, faturalara, devinime
iyi ya da kötü olan her şeye rağmen
başını sudan çıkarıp nefes almak için burada olmak
bazen akıl karıştırıcı derecede keyiflidir…