2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1528
Okunma

Her şafak bir İstanbul çiziyorum
yüreğimin sevdasına.
Ki böyle duyulmamış bir sevdayı
İstanbul ilk defa dinliyordu
Yürek ağzı mısralarımda..
Her mısrasına
ruhumu ve yüreğimi ortaya koydukça
Tanımını bilmediğim bir sevdanın
derinliği zuhur oluyordu bende.
Öyle ki bütün acıları benden topluyor,
Senden başka bir acı bırakmıyordu.
ve her dakika biraz daha
közleniyordu bu acı
ve sığmaz oluyordun hiçbir şiire.
bütün şiirler eksik kalıyordu sana
bir bakışın ve gözlerinin içine yansıyan bir tebessüm bile
bütün şairlerin şiir heybeleri için çok geliyordu.
oysa her aşkın bir kıyısı vardı
bu heybenin içinde.
ve kıyıda biten bir düşü
bizim aşkımızda ise bir kıyı,
ve limana demir atan
bir gemimiz yoktu.
bizim aşkımız sevdası ve düşleri
hiçbir yere sığmayan uçsuz bucaksız bir şiirdi.
kıyısı olamayan açıklarda
hep yol alıyordu.
Ve hikayemizin bir sonu yoktu,
Hep aşıktık ve aşkı çok seviyorduk.
Şimdi bu aşkın
şiirini dinletiyorum sana
ey sevdası mahşer yeri olan
yedi tepeli şehir,
Bir şafak uyansam
seni koynumda bulsam
Dünyanın en mutlu şiiri
ve dünyanın en mutlu düşü ile uyanacağım..
Kırşehir/temmuz 2013