2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1131
Okunma
kimse onun bir rüyada öldüğünü bilmiyor
kendi de bilmiyor
dışından animasyon çekilmiş gözlerine
karşılaştırmalı zayıf bir ses
uyanın uyanın lütfen
burası son istasyon
sakız gazoz ve helva getirdiler
pencereyi açınca lokomotifler yanacak
şaka mı yapıyorsunuz çok eskiden
bir işçi yorgunluğun kısalan kanatlarına içini düşürdüğünde
çocukların denize koşmak için kalplerini sattığını görmüş
o günden beri uzayıp gider tren yolları
bol satıcılı parçalanmış yüzler
şarkılarını öyle acınaklı okuyorlar ki
kaç para olsa verirdim
ilk kokularına sarılmak için karanfilin
deniz her yeri maviye boyayacakmış gibi
umutları ümitleri yalanları aşkları
kalanları ıslatıp uyandıracak
hüzün basacak kompartımanları
dede sana şiir yazıyor bu çocuk
ve bu şehir hep uzak kalmış ona
bulutlara ağladığına şahitlik eder misin
çok yorulmuş bütün gece ve çok korkuyormuş
rica etsek
bastonunu verir misin
nerede terk edilir limanlar
eski şiirleri duvara işleyen bir serseri
taş atar çivi eritir raylarda
en güzel maymuncuk
ve keskin bir kaval sesi adına
kırmızı kiremitli bir damın önü
beni de indir çocuklar yarışırken demirle
işte burada her şeyi unutulur diyen incir ağacı
gitme dur gitme
kaçak bir yolcu olduğumu kimse bilmesin
kalın bıyıklı makinist
sevinçlerimizi öldürmesin.
5.0
100% (7)