Elimiz kolumuz bağlı bir halde,
Olanı biteni seyrediyoruz.
Aşağısı sakal yukarı bıyık,
Tükürmek çaremi bilemiyoruz.!

İşte böylesine durum hal bizde,
Bir çıkış yolunu göz görmez nerde.
Önümüz arkamız sisten bir perde,
Gözlerden perdeyi silemiyoruz.!

Silmeyi bırakın üstüne üstlük,
Cahillik diz boyu hemi dört dötlük.
İçimiz dışımız fesat kötülük,
Riya’yı yürekten sökemiyoruz.!

Revaçta insanda iki yüzlülük,
Yakıştırmışız göze at gözlük.
Çok görmem mayamızda nankörlük,
Kendimize bir pay biçemiyoruz.!

Araki bulasın sevgi hoşgörü,
Sevmek lazım Yaradandan ötürü,
Terkedilmiş akıl iz’an faktörü,
Eğriyi doğruyu seçemiyoruz.!

Hüküm belli durum yargısız infaz,
Sıkıysa baş kaldır et bir itiraz.
Başına örerler bin türlü maraz,
Bir şey deyip yazıp çizemiyoruz.!

Doğruya doğru demek suç olmuş,
Söyleyenler dokuz köyden kovulmuş.
Herkes kendisine bir doğru bulmuş,
Yol birdir doğru tek diyemiyoruz.!

Desekte duyanlar gülüp geçiyor,
Üste bir bardak soğuk su iç diyor.
Parada almıyor ikram ediyor,
Beleş ya ondan vaz’geçemiyoruz.!

İnsanlık onuru ayak altında,
Çiğnenirken herkes kendi haltında.
Baştaki "ulema"saltanatında,
O sefa sürer biz dileniyoruz.!

Vallahi gözümüz yoktur elbette,
O ağır biz ise hafif siklette.
Halimize bir yeriyle gülmekte,
Boş kürek çekmekle yetiniyoruz.!

TİRYAKİ yırtınır uğraşır boşa,
Gemisin yürütür bey ile paşa.
Allahın sopası yok bilir haşa,
Beddua edipte dilemiyoruz.!

16 Haziran 2013