8
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1459
Okunma

Yıkılsın tahtım bahtım
Azamdan öteye inilemez yüreğim
Derde düşmüşüm yüreğim mahşer yeri
Düşündükçe geçmişimi
Ölümler seferberliğine başlar
Her yandan arar beni ölüm içilmesi gereken son yudum
Tahtımın üstünde kara bahtım yazılmış
Silinmez bilinmez ölüm bu der ten öteye çekilmez
Kahır yüklü benliğime sitem okları hedefte durur
Her atılan söz bir yanımı yıkıp öldürür
Hasretin narasını çığlıklarımla boğarım
Dem deme gebe hayata dair bir nefes alırım
Durmaz kaderin kalemi yazıp çizmiş
Çizen belli yaşayan belli değil
Yağmur yağmaya başlar üzerime
İçerimdeki şimşekler sol yanıma çakılır
Göğsüm sıkışır nefesim kitlenir
Tutulmadık dileklerin ardından koşar nefesim
Umut tersine nara eyler hüzün beklemez teneşir taşını
Kıyametimi yaşarım içerimde ölen ben kaldırılan ben
Yıldızlar şahidim olun her ışığınızla
Mavzere dönse de bu bedenim andım var
Yeminim var yarına çıkmak için
Kefenim koltuğumun altında
Giymeyi denedim kaç kez uymadı yakışmadı cüsseme
Yeniden feryatların arasında çığlığa gebe gecemde
Ayın ışıkları altında dünyayı aydınlatan zerren kadar
Mavzerin içinde şarkı besteleyen yüreğime
Bir sitem oku daha değene kadar
Ben benliğime baş kaldırdım
Kaderime yazılmışı mı silemem bu saatten sonra
Yazılmış çizilmiş yazan el belli değil kağıt belli değil
Ruhumun ince yanı toprakla beslenmiş
Suyla harmanlanmış bir damla kanla yıkanmışım
Aydınlıklar hep karanlıklardan sonra gelir
Kaç gecenin karanlığın da güneşin aya gebe kalışını izledim
Yıldızların utangaç yüzüyle güneşten çekildiklerini
İnsanın insanken gecenin karanlığında hayvana dönüşünü
Yitik bir yosmanın göz yaşından incileri döktüğünü
Beylerin kravatın da şerefsizliği
Ceplerinde taşıdıkları onuru
Onursuzluğunu paraya dönüşünü gördüm
Ben feleğin bana vurduğu tokattaki
Yıldızları gördüm ağarmaya yüz tutmuş saçım sakalımla
Elimin bileğimden kırıldığı anı
Duvarlara salladığım yumrukları
Başımın deli divane harbini
Ve en kötüsü yalnızlığımın idamını gördüm…
5.0
100% (18)