7
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1348
Okunma

Saldırgan Taşlıklar
yılgılık külleri avurtlarında ağrıdır
sağmalardan ve sağmacılardan geçince
perdelenen ölümlülerin aşktan aldıkları
yalnızlıkla sarılmış tütünlerin katranıdır
çılgınlığa bırakılmış sütlerin gölgesine bakarak
kamçılı bir rüyaya yatırılır güzel atlar
güzel çocuklar ise sonsuz bir uçuruma
sahi ne zaman yağmur yağsa
aldanmalar durağında bakışı kuru
şehre daima küs birileri bekler
şaşkınlıktan aldığı ödevi tamamlamaya
bacakların bol olduğu yere gönderilirler
ülkeler ekmek gibi bölünmeye hazırdır
toprak düşününce kaç et eder
(siyasetten yorulmuş kuşlar bilir bunu yalnızca)
karnı gittikçe büyüyen denizlerin
ne zaman boşalacağını bilmez depremler
yüz hatlarında yenilmiş bir asker taburu
taşıyan babalar ve ceplerinde kesiciler
gecenin bekareti için yarışa girerler
orada anaların tütsüleri ve ağıtları
medya için reklama girer
-kafiyeden bol şey yoktur yarınlarda
sefil baloncuların şişkinliği ödenir
nefessiz kalan mektupların yalımıyla-
hangi fala bakılsa uzun bir yol
zıtlıklarla sabır denenir
keçiden hikmet bulan
yılandan kelimeler ürettikçe
sabahları çöpçülerin uykusu
biraz daha tiren bulmak için
gitmeler biraz daha erken filme verilir
ana renklerde çaresizliği
anlatmayın, anlatmalar
bitik mezarlar için de eskidir.
garip kitabın baskısı çıkmaz ara sokaklarda
fahişelerden nabız alan hüzün
kalp masajı yapmanın önemini vurgular
çiçekler bankalardan önce soyulunca
akşam hangi şiiri götürsem diye
düşünenler
vardıkları yere boşluk diye seslenirler
aynalar nedendir
geçmiş zamandır her ân kırılmadıkça
ölmeyen hayat
nasıl yetişir?
Payanda
5.0
100% (17)