10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1220
Okunma
Karaya çalar,
yanıkları yüreğimin..
Masmavi sularda med cezirken iken,
Yelkenlisi karaya vurdu
umudumun..
Karanlığın gözeneklerinde savruk dolaşan
Esmeye takati kalmamış kara bir yelim..
Gece gündüz bilmezdi benim esişim;
Estikçe böyle boşluğa vurmazdı
nefesim..
Bir kuşların kanatlarına binerdim;
Yankı olurdum çığlıklarına,
Oradan çocukların uçurtmasına,
Sonra inip usulca
konardım yanaklarına..
Bir sevdayı savururdum saçlara,
Çiçeklerin taç yapraklarına..
Pencerelerde tül tül eserdim..
Bir neyin sesine değerdi nefesim
Süzülür kulaktan yüreğe
dolardım..
Nasıl ki yalnız kafiyeden ibaret değilse şiir
Manayı taşırdım soluk soluğa..
Bir eser, yangına har olurdum da
Ben.. üşürdüm..
Böyle kara da değildi rengim,
Sönene kadar,
Rüzgarımı karşılayan deniz fenerim!
...
O an kara çalındı rengime..
Kollarım kalkmadı, tutmadı dizlerim..
Ondan beri takatsizim;
Yetmez nefesim yelkenleri şişirmeye..
Değil esmek, bakamaz oldum denizlere!
Dimdik dururdu gündüzleri.. kale gibi!
Geceye varınca gün, yakardı yüreğinin ışığını
Gemiler onunla gider gelirdi..
Nice ufuklara uzatıp aydınlığını..
Yanardı..Yıldız yıldız
bakardım yıldızları suya indirmiş
Boğazında İstanbul’un
yakamoz izleri kalmış..
Bir nefes yükselip de esemem şimdi
O sönük, ben bitiğim..
Sürünürüm kara topraklarda,
Biçareyim.. Canı eziğim..
Bekleyişim..
Bir nefeslik kıyametimi..
Gülsüm Tanrıverdi
12 aralık 2007