19
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3123
Okunma
bir daha
ne zaman çalar kapıyı bilmem,
hayal mevsimi
yayılır mı
eteklerime safir dağı.
sırtı her bahar masmavi
üstünde çingene kırmızı
kök salar mercan çiçekleri.
bir hıdrellez dileğiydi
düşlenen.
gül ağacında kızıl çaputlarım.
bir adaktı belki,
gelmeyen zamanı.
ölü yıldızlar
kayarken gökyüzünden.
sema hala berrak
denizler ıslaktı
ekip gözlere ağustosu
sen de vurdun mu düşlere
temmuzu.
ah, ufukta süzülen yaralı kırlangıç
bilmez misin?
kelimelerim her dem süslü gelin
şimdi güveyi mısralar kanlı bıçaklı
kes yalandan kanat çırpmayı.
söyle gökyüzüne,
yağmurlar benim.
yaz yeryüzüne
topraklar onun olsun
sürgün göçebe gündüzlerim
keçe üstünde yatan derviş.
pusuda bekleyen karanlık
eylül mağduru bereketim
hele, çevir başını
safir dağına bak
sırtını kapadı zemheri
ha yarıldı ha yarılacak
kızıl kana karışan gece
susku vurgunu sessiz dudaklar
kaç yılda bir gelir
hayal mevsimi bir daha bilmem
kaç sevdayı azleder ömürden.
o son bahar akşamı
aşina diğerlerinden
kırlangıçlar havalandı
koynumdan kırlangıçlar
şimdi ihtiyar günler kuru dallar
yanan kuytularda
tırnaklarım geçtikçe
hazan hüznü
sıkışan avuçlarıma
solan güneş, ayaza düşen
mercan çiçekleri ayaklarıma gömülen.
oysa nasıl utanır da
kızarırdı güneş
girerken gecenin koynuna
ve lekesiz şafak
sürerdik dudaklarımıza
atlılar geçti bu mevsim
safir dağından atlılar
nal kesiği yüzümde çizikler
kırmızı mercan mercan
dağı yaran araf aralığı
çiçeklerden kalan
Blackless
5.0
100% (1)