Mevsimler kovalıyor hatıralarımı,hatalara sormadan
Bir anaforda çift göz hasreti hep dolgun akar
Uzun uzadıya bekleşirler sahradaki çöl bekçileri
Sessizliğin tınısı ve sıcaklığın belkemiğine yaslanırcasına..
Mevsimler bazen de bekleşir hatırı sayılır gecelerin adına

Bir emir almışsa göçmen kuşları bahar eteklerinde
Gagasında okyanus taşıyanlara selamları da vardır onların
El değmemiş dua meltemli nazenin süzülüşler
Hep bu anı beklediler yıllarca..yıllarca bunu hecelediler
Ömür dudaklarında teselli perdesi yavaş yavaş aralanır artık!

Akasya gölgesinde söz vermişti genç sütun kalabalığı
Onlar hep gençtiler ve öyle de kaldılar
Zaman onları ayıramazdı bağ kurmuş ellerine
Sımsıkı iplerin sağanak sağanak ilham tıkırtılarını duyanlar,
…..Duyanlar vardı talih deminde:sözün renkten kaçtığı yerde

Düşünce salkımları paydos zilini çalmıştı güneş kızıllığında
Yakmayan ateşin geri adım atışı bir gülbanktı alın terine
Cennet aynasında iki kalp taşıyan bu genç sütunlardı asıl serinlik
Çöl denizini kaldırım lalezarına küstürmediler
Bir bakıştı onların yaktığı ve söndürmediği
Sıra bekleyen gurbetin ışıltısı kainata dağılıyordu..

Gürsel ÇOPUR