28
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
2730
Okunma

Oysa
büyük yalnızlıklarım vardı benim,
Figan, karanlığın ortasına indirilmeden önce..
En hızlı koşan o’ydu içimizden
En çabuk gülen ve çaresizliği en derin kavrayan,
umutlarımızın dili kesilmeden..
Şimdi yaşasaydı,
sokağın perdesini açardı korkmadan.
Yaşasaydı,
karanfilin gülden ayrıcalığını anlatırdı usanmadan.
Figan, dertli bir çocuktu aslında..
Biz ne zaman bir fıkraya katılırcasına gülsek,
üşüdüğü gecelerin hesabını saklardı cebinde.
Bazen iyi ki erken göçmüş diyorum..
Cümlesi bile yüreğimi bunca kahrederken
iyi ki susmuş diyorum, sahte tebessümleri tanımadan..
Usulca sokulduğumuz her bahçe kapısı,
yeni bir çocukluğa açılırdı.
Hırsızlık masum bir tavırdı aklımızca..
Veysel dedenin bahçesi sözkonusuysa,
Figan’daki karadut sevgisi daha bir coşardı.
Bizse O’nun bu telaşına anlam veremezdik
Tam da o vakit, uzun akşamlar birden kısalırdı
Çünkü Figan’ın gözleri,
yine anlayamadığımız biçimde sık sık dolardı..
Dostum, kardeşim, can arkadaşım..
Acılar yumağını,
ta çocukken sardığını nerden bilebilirdim..
Meğer büyümek Figan’mış,
annesizliğin koynunda..
Meğer insan olabilmek beş harfle mümkünmüş,
özgürlük yolunda..
Bak yine korkunç bir gürültüyle sarsılıyoruz
Yine sağımız solumuz toz bulutu Figan
Derin bir sessizlik sarmış şehrin duvarlarını
İnsanlar gülüyor
İnsanlar konuşuyor
İnsanlar aldanıyor
Ama hiç kimse kandırılmış olmanın boşluğunu,
senin gibi hissetmiyor.
Ahh.. Çocuklar, Figan,
çocuklar harcanırken topyekün, bir toprak uğruna
Yaşamak,
soysuzluk cehenneminde adeta kral ve kraliçe..
İnsanlık, kör-topal bir zamana devriliyor
Ve ben umutsuz bir dava gibi durup durup
Karadutun gizemine ağlıyorum..
Seçici Kurula ve yürek katkısını esirgemeyen tüm şiir dostlarına
teşekkür ederim. Selam ve sevgilerimle..
5.0
100% (37)