bu fırıldak ne iştir
ölmeden ölmek gerekirmiş diyorlar
bunlar duvar yazıları
güvercin duaları
bekar kız niyetleri

bilen biliyor, kalktım geldim aynada diz çöktüm
ama laf hiçbir şey
bükülen ve yorulan bir demir parçası
zafersiz olduğuma ilk defa seviniyorum
kaşlarımın arasında fırlayan kedilere ciğer aldığım için de mutlu olabilirim
laf hiçbir şey, rahmetli yapacaksın derdi
kiremit dahi olsan, kırılacağını bile bile ellerini açıp savunacaksın yağmura kendini
küçük bir çocuk gibi ağlamayacaksın
oyuncağın çoktan gitmiş olsa bile

laf hiçbir şey, biraz sabır
küflü hükümleriyle hayat hep mantığı seçerken
nefes almak mümkün mü
bilmeyen anlayamaz sessizliği
zoraki değil, illa ki istemi

antik sehpaların üzerinde şiirliğim
aşk da abdest olsaydı diye murad ediyorum
prensipte tavan arasında güneşi arayan göz kimin
hep vaat işte, hep vaat koca bataklık
yaramaz çocukların ağızlarını kapatacak acıları saklıyorlar
büyüyünce tarihi geçmiş ilaçlar altında boş bir arazide
hep arkadan
hep kalleşçe
yalnız şiirler yazılıyor gidenlerin

birisi yan çizmeli
flütler gibi yan çizmeli hayatı
ısırmalı da tam gözünün ortasından
bu sessizliğim istemi
biraz zaman ver bana
biraz ben olayım bu gavur yangınında
kedilere ciğer vereyim ikindiüstü
çay demleyeyim yine tek başıma
sigara içeyim sokaklarda

sen hep aynı kal, bir elif boyu uza
kendi kendime konuşuyorum
sırası geldi incileri dökmenin
biliyorum ne kadar da ihmal ettik o izi
oysa dokunmayıp, öpmeden bir köşeye fırlattığımız her resim örümceklerin

seni çok mu ihmal ettim
çok mu yalnız kaldın sevgilim
bak yağmur hâlâ yağıyor
unutmadı tanrı hiç bizi













* www.youtube.com/watch?v=yXgpnnpee0s