2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
977
Okunma

Nisanın on dördünde nebat tekrar dirildi
Yeşerdi cümle âlem; Şanına Muhammed’in! (s.a.v.)
Bin dört yüz otuz dörde, hasret ile girildi
Hep metih yazdı kalem; Şanına Muhammed’in!
Ona en büyük ahlak Rabbinden oldu ihsan
Kendisi için örnek buldu şaşırmış insan
Tam çölün ortasında doğdu bir nurlu nisan
Sevindi güldü âdem; Şanına Muhammed’in!
Karanlıktı ortalık çekilmez bir zulümle
Kalmıştı beşeriyet tam bir cehli ölümle
Gönderildi Nur Nebi kurtarıcı ilimle
Kurtuldu Arap, Acem; Şanına Muhammed’in!
Şimdi onunla tamam; yüce nübüvvet nuru
Getirdiği hükümler taptaze berrak, duru
İtaatle geçilir nefsin, şeytanın suru
Böylece diner elem; Şanına Muhammed’in!
Dünyanın mihnetini, çilesini O çekti
Hem yetim, hem de öksüz, kardeş de yoktu, tekti
Ümmetine verimli, pürüzsüz saha ekti
Seherde eser meltem; Şanına Muhammed’in!
Her âşık sözlerini gül kokusuna bandı
İsmini yâd ettikçe feyiz’e, nura kandı
Gözbebeği ümmeti, salâvat ile andı
Her gün, her saat, her dem; Şanını Muhammed’in! (s.a.v.)
Salih Yıldız…14.04.2013
.
5.0
100% (2)