30
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1479
Okunma
bir sokağımız vardı bizim, bir duvardibimiz
önümüzden geçerdi kasabalı
kimi selâmlardı kimi selâmsız adımlardı yolu
yol da elli metre kadardı
gerisi görüntü alanımızdan çıkardı
kimlere neler söylenmezdi ki
orda öğrendik dedikoduyu
aslında herkes kendince güzeldi
kimi dar etek bulüz giyerdi
kimi bol şalvar, başında atkı
bastonla geçerdi bir dede
gülümseyerek geçerdi ebe
muzurluk bizdeydi
elimizde annemizin başladığı kaneviçe işi
gözümüz yolda
arkamıza atardık geleceğimizi
güneş kaynarken beynimizde
gol atardık kendimize
oysa erkekler oynardı futbolu
küfürleri kalırdı bize
inekler geçerdi aynı yoldan
arkasından pisliklerini duvara yapıştırırdık
onlar batıra batıra geçerdi sokağımızdan
bizler güle güle dökülürdük yerlere
hiç düşünmezdik bizi kim toplayacak
şu bok gibi düştüğümüz yerlerden
bir kocaydı bize çizdikleri gelecek
bir ev, pencereden bakmana izin çıkmayan
annene ayda bir gideceksin
onlar da öyle sık gelmeyecek
kendimize gülerek geçti gençkızlığımız
yoktu şimdiki aklımız
bir karış havada değildi ama
yere çizikler atardık
yıllar sildi süpürdü
o sokak ne yazık ki duruyor yerinde
daha da sıkı bağlandı kızların başları
onlar bizim gibi sokakta oynayamıyorlar
etekleri yerlere değiyor
biz giyerdik yine de minileri
görmezden gelirdi babamız
2. 4. 2013 / Nazik Gülünay