9
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1709
Okunma
Ordaydım
Hatırlıyorum
Dolaştım parkları bahçeleri,
Oyun oynadım sokak aralarında
Kanadı dizlerim
Kaçmak ya da sarılmak için koşarken.
İmrendiklerim
Ama sahip olamadıklarım vardı
Kesilmemiş tırnağın,
Tamamlanmamış ödevin utancıydı yanaklarımızı basan kırmızı
Bir de rugan ayakkabıdaki;
Yanıbaşına koyularak uykuya dalınan.
Geçtim ağır zamanın içinden
Şimdi bakınca koşar adım.
Gözyaşlarım biraz daha nemli
Ve hala masumdu.
Ağır basan korkuydu zamanda
Her şeye karşı,
Öğretilmiş:
-Ki nasıl korkmazdı analar
her gün genç bir fidan kırılırken duyulan çıt sesinden?
Ki nasıl korkmazdı o genç fidanlar
meyveye durmadan kırılmaktan?-
Hayaller elle tutulabilir ama gerçekleştirilemezdi.
O kadar büyümemiştik ki!
İsyanlar hep bastırılarak
İçimizde patlamak zorundaydı.
O patlayışlarda sesimiz ancak
kendi yaralanışlarımızın iniltisiydi.
Cahilce bir cesurluk geldi ardından
Atıldık neyi seçtiğimizi bilmeden bitmeyecek o kavgaya
Eşti, işti, şehirdi...
Ve belki de
Çok sonra öğrenecektik
Hayat çerçevenin içindeki resimdi.
Ve çoktan yarısı tamamlanmıştı resmin:
Değiştirilmesi iz bırakacak renk tonlarıyla.
Farkında olmadan yaptığımız resim
Tuttu bizi etetklerimizden.
Hayat bir daracık pencereden görebildiklerimizdi bazılarımız için
Bazılarımız içinse
O pencerenin dışına çıkabilmek.
Burdayım.
Yaşıyorum.
Kaç zamandır annemin sesi değil beni uyandıran, unuttum.
Kaç akşamdır babama açmam kapıyı elindekileri almak için.
Kız kardeşimle kavga etmeyeli nice oldu şöyle ağız tadıyla
Ve artık beni de ziyarete geliyor küçükler bayramlarda.
O kadar yaşlanmadım oysa ;)
Elbette ’keşke’lerim, pişmanlıklarım
Aflarım, müebbet cezalarım var
Hesabını veremediğim bazı yaşantılarım....
Kör atılmış adımlarımdan
Başka ama daha bilinçli kör adımlara (!)
Yenilerini ekliyorum.
Bu kez ben yavaş
Zaman koşar adım.
5.0
100% (16)