(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
çocukluğa giden yol her yerden geçer inanın yumun gözünüzü havadan da geçer kurşundan da denizden de geçer uçurtmadan da kanatlanın hele bir kanatın elinizi ne padişah bilirsiniz ne tanrı
sağlıcakla (o nedenle bir bilmece de gizlenmiş çocukluk: "Allah'tan padişahtan korkmaz" gibi bir şeydi...)
yolmamışlardı saçımızı, başımızı kentler kuruyorduk söğüt gölgesinde dünya büyüklüğündeydi toprak pabuçlarımız yaşamı adımlardık
ülkemiz çocuk düşlerden yapılma bir boyda bütün insanlar evler pespembe, parklar yemyeşil ölü gözlerini dikmemişti havaya
danslar özgür, şarkılar özgür, oyunlar özgür herkes birbirinin yüreğinden öperdi eğilirdi kavaklar başımıza ellerimizi sıkardı
küçük su birikintilerinde büyüdü ayaklarımız ezmeyi öğrettiler karıncayı peygamberler kahkaha atmaz kırk düğüm bağla boğazına
yaşamayı unut, su birikintilerini de bağdaş kur otur, herkesin düzenine yapay düşler, sözler yarat senden iyisi yok
28. 11. 1991 / Nazik Gülünay
Ustaca yazılmış mükemmel dizeleri yazan yüreği kalemi ayakta; A l k ı ş l ı y o r u m................. Yüreğin kalemin daim olsun Saygılarımla selamlar.........
Nazik hanım beni de çocukluk zamanına götürdünüz. Benden bir yaş büyük bir arkadaşım vardı. Çamurdan bir heykel yapar,işte bu sensin der. Hikayeler uydurur,beni ağlatacak denli kızdırırdı.Tebrikler..Saygı ve selamlarımla..
ÜSTADE; GÖNÜL EVİNİZİN DUYARLI SESİ DİZELERE NEFİS AKMIXŞ. DİZELERLE DE RESİM UYUŞMUŞ.ANLADIĞIM TEK ŞEY ŞİİRİNİ YAZILDIĞI TARİHDEKİ YAŞANMIŞLIKLA ŞİMDİKİ YAŞRAMIŞLIK ARASINDA PEK DEĞİŞEN BİR ŞEYİN OLMADAĞI OLSA GEREK. GÖNÜL SESİNİZ HİÇ DİNMESİN. danslar özgür, şarkılar özgür, oyunlar özgür herkes birbirinin yüreğinden öperdi eğilirdi kavaklar başımıza ellerimizi sıkardı SAYGILARIMLA...
küçük su birikintilerinde büyüdü ayaklarımız ezmeyi öğrettiler karıncayı peygamberler kahkaha atmaz kırk düğüm bağla boğazına
yaşamayı unut, su birikintilerini de bağdaş kur otur, herkesin düzenine yapay düşler, sözler yarat senden iyisi yok SAYGILARIMLA...
harika güzel bir şiir:)) tebrik ederim:)) benden size güzel bir şiir gelsin o zaman:) şiir ve okuyan benim:) Karşıyaka Çocuk Yuvası-Şiir ve Okuyan-Bülent Ecevit Biricik... http://youtube.com/watch?v=bedi5eSs1jY
lakin peygamberler kahkaha atmazlar kırık dügüm bağla bogazını ifadesini keşke kullanmasa idik tebessüm sünnettir güler yüz emre yakın tavsiyedir güleç güler yüzlü tebessümlü olmak hem sadakadır başasına karşı
evet efendimizin hayatında kahkaha ile güldügü varid degil. azı dişleri görnecek kadar belki bir iki gülüşü var.
onlar efendiler efendileri herşşeyin aşırılıgından kaçınırlar dı.
kahkaha ile gülmek çokta marifet olmasa gerektir. önemli olan yüregin gülmesi nice isanlar vardırki kahkahalarının ardında hüzün matem gizlidir
Dikkat ederseniz, gülümsemek dememişim, gülmek, gülerek selâm elbette sünnet.
Ama kahkaha da bir boşalım şekli, bir kez genç kızken hatırlıyorum, kardeşim, ben ve biz yaşlarda dayımın eşi kahkahalarla öyle çok güldük ki gözlerimizden yaşlar boşaldı ve ağlamaya başladık. Ağlamaya itirazınız yok her hehalde. Gülmek ağlamanın kardeşidir. Biz de peygamber değiliz.
peygamberimizin duyduğu hüzünleri de fazlaca yaşıyoruz. Söylediğiniz gibi deliler gibi gülerdim ve hüzün gizliydi arkasında:)
Dikkat ederseniz, gülümsemek dememişim, gülmek, gülerek selâm elbette sünnet.
Ama kahkaha da bir boşalım şekli, bir kez genç kızken hatırlıyorum, kardeşim, ben ve biz yaşlarda dayımın eşi kahkahalarla öyle çok güldük ki gözlerimizden yaşlar boşaldı ve ağlamaya başladık. Ağlamaya itirazınız yok her hehalde. Gülmek ağlamanın kardeşidir. Biz de peygamber değiliz.
peygamberimizin duyduğu hüzünleri de fazlaca yaşıyoruz. Söylediğiniz gibi deliler gibi gülerdim ve hüzün gizliydi arkasında:)
çamurlar kurusun pabuçlarımız çamura saplanıp kalmasın derken küçük su birikintilerini yolak çatık yakuçlarımızla büyümek adına
büyüdüğümüzü bilsinler için büyük taşlar getirip çamurun gözüne gözüne koyduk basa basa geçsin küçükler için
sonra asfaltla tanıştık şehirlerdeki beton kaldırımlarla sonra yürümek yerine toplutaşıtlara yöneldik kültürlüyüz ya
sonra kendi yaptığımız oyuncaklar yerine setler aldık çocuklarımıza köyü unuttuk köyü çocukluğumuzu köyü kendine yeten çocukları oyunu oyunları oyun arkadaşlarımızı kendi yaptığımız oyuncakları uzaklaştık çocukluktan kendi imalatımız oyuncaklardan
ayakkabı topğu tekerlekli arabalar günyağsalayan sömeklerinden arabalar taş tahla parçası dedemin eski papbası kerpiç yarısı arabalar
labada sapından şırıngalarla ilaç şişelerinde gülyağı fışkıtma kırık tükenmez kalem parçaları budanmış asma sularından saçlara ıslatmak
yumurta çalıp mat şeker nisanbirde komşu kadından aşırılan yumurtayı saklamak arpa çuvalına bohçalardan güzel düğmeler uymasa da yeni pantolonumuzun dizleri ve arkasına yama çorabımızın topuğu delik olsa da sabahları okulda kullanılmamış mendil
öğretmen bildiğimiz meğer öğretmen değilmiş okula gitmek mecburi öğretmen sıra dayağı çekerdi fakir çocukların yoklar üstüne sınav verdiği
o zamanlar adına aşk demezdik birini ötekine yakıştırır metezori yamardık
ya da öyle bilir saygı duyardık evde iş, okulda temizlik yapardık öğretmene odun.. wc ye su taşırdık
kalın bardakların dibinde 2 çay kaşığı şeker sırada beklerden kaşıklardık amerikan süttozu içer bize kalmazsa ağlardık
ne şiir derdimizdi ne terör ne enflasyon ne emperyalizm başkaları için küçük su birikintilerine yolak açarken büyüdük
bir çocukluk ettik çocukluktan vazgeçtik iyi halt ettik
Ne güzel yazmışsınız. Anlattığınız benim de çocukluğumdu. Oyuncaklarımızı bahçede çamurdan yapardık. Çamur bebekler ölünce ağlayarak gömerdik. Çamurdan güzel ayakkabılar yapar kuruması için güneşe koyardık. Ertesi gün geldiğimizde o güzeim ayakkabılar yarılır, giyemezdik. Oysa giyeceğimizi umardık:)
Anneannemin aldığı naylon bebekten başka oyuncağım olmadı. Genç kız olduğumda bile ona giysiler dikiyordum.
Ne güzel yazmışsınız. Anlattığınız benim de çocukluğumdu. Oyuncaklarımızı bahçede çamurdan yapardık. Çamur bebekler ölünce ağlayarak gömerdik. Çamurdan güzel ayakkabılar yapar kuruması için güneşe koyardık. Ertesi gün geldiğimizde o güzeim ayakkabılar yarılır, giyemezdik. Oysa giyeceğimizi umardık:)
Anneannemin aldığı naylon bebekten başka oyuncağım olmadı. Genç kız olduğumda bile ona giysiler dikiyordum.
Peygamberimizin kahkaha atmadığını duymuştum. Belkide dört yıla yakın süre gittiğim, Kur'an kursu hocam demiştir. Peygamberimiz gülümsermiş.
Ne zaman kahkahalarla gülsem biri engellemeye kalktı. İnsan içinden kopup gelen bir şeyi nasıl tutabilir?
Gerçeği güzelliği en çok çocuklar görür, yaşar. Çocukluğumdaki değirmenden gelen suyun önünü gererek bize deniz gibi gelen birikintilerden ilhamla yazdığım bir şiir.
ve şimdi yaşadığımız sahtelikler, sahte yüzler.. O zaman neysek yüzümüze söylerdik birbirimizin. Şimdi söyleyice suç oluyor:)
Peygamberimizin kahkaha atmadığını duymuştum. Belkide dört yıla yakın süre gittiğim, Kur'an kursu hocam demiştir. Peygamberimiz gülümsermiş.
Ne zaman kahkahalarla gülsem biri engellemeye kalktı. İnsan içinden kopup gelen bir şeyi nasıl tutabilir?
Gerçeği güzelliği en çok çocuklar görür, yaşar. Çocukluğumdaki değirmenden gelen suyun önünü gererek bize deniz gibi gelen birikintilerden ilhamla yazdığım bir şiir.
ve şimdi yaşadığımız sahtelikler, sahte yüzler.. O zaman neysek yüzümüze söylerdik birbirimizin. Şimdi söyleyice suç oluyor:)
Özgün bir anlatımla,barışsal,düşsel dünyanın yıkımını ne de güzel dile getirmişsiniz,serbest dizelerinizde. beğeni ile okudum.Çalınmış umutları,çocukluk düşleriy ile kurulan eşitlik ilkesindeki dünyayı...Kutluyorum ve saygılarımla !
O küçük su birikintileri bataklığa dönüşünce çıkmak için çaba düşer insanoğluna. Şaşkın şaşkın çırpınınca,bir o yana bu yana dönünce boyunca çamura bulanır.Naçar kalıp yenilğiyi kabulleneceğine son ve vurucu hamleyi yapmalı ki o eski günler hayalde kalmasın. Çok güzeldi arkadaşım. Kutlarım.
çimdik tarafından 3/21/2013 1:01:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.