2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1320
Okunma
Yüreğine oturmuş gibi,
bunca gülmüşlüğün...
Bu sızı nasıl da alabiliyor senden,
Bütün ağırlığıyla gözlerindeki sevinci.
Kelimeler, ah bu kelimeler...
Sınır çizebilirler mi hiç yüreğinin
sınırsız rüzgârlarına...
Hangi söz anlatabilir
ellerinin üşümüşlüğünü...
Hangi şiir sığdırabilir mısralarına
sendeki derinliği...
Gözlerinde
bütün bir hayatın birikmişliği,
ve dolup da taşamamışlık...
Bırak bu ürkekliği ne olursun,
ellerini götürme kirpiklerine.
Ağla, doyasıya ağla,
Bilirim ki sen her bir gözyaşıyla,
Yavaş yavaş bir rolden soyunursun.
Her zaman geçişinde, her sahte gülüşünde,
Bir parçan daha kopmuyor mu yüreğinden?
Sen saklasan da gülüm içindeki âlemi,
Düğümlenişin bilinmez mi zannediyorsun gözlerinden?
Ansızın dolup da boşalan gözlerdir belki,
Volkanların yerine dayanamayıp da taşan.
Her bir kirpiğinde isyan duygusu var,
Her bir sözünde, her bir gülüşünde isyan.
Gözlerini sığdıramazsın hiçbir şiire,
Yüreğine dar gelmekte bütün kelimelerim.
Her şâir durgun sularda arıyorsa da ilhâmını,
Ben onun kirpiklere tutunup da,
Çağlayarak boşalmasına hasretim.
Asuman Ergün, Aralık 1992
5.0
100% (2)