2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1802
Okunma

Bak güneş vurdu yine leylime
Mahzun bi gemi yanaşır
Usul usul gönlüme ..
Canpârem, Pârendem, Gül kokulu sızım
Vuslatı andırıyor bu bahar
Seni andırıyor.
Yine yapmur yağdı bugün, yine yaprakların benzi sarardı .
Bak yine heryeri bir toprak kokusudur aldı .
Sen koktun yine ..
Gönlüme yine bir kordur tutuşturuldu .
Bir selâ sesi geldi ötelerden
Tamda, -seni mırıldanırken .
Âh dedim Yâr âhh ..
Ne kağıda ne dile gelir bu his .
Sakın ölme benden önce !
Sakın ölme ! Candamarım ömür sızım sakın !
Duymayayım adını bir selâ arifesinde .
Bu gönül bu ömür sensiz neyler ,
Ne susar ne söyler ? .
Aşkındı benim içtiğim su aldığım soluk
Affet Yâr, Aşket ;
-çok yâd eyledim seni bu mevsim ..
Yine tuttu gönlümü ayazı
Bilirsin işte dîl-i efganım depreşince kelâm dinlemez
biçâre oluyorum ..
Gecemin Nuru bilir misin ;
Ben Sen’i cansuyum eylerken, seninle hiç vuslat perdesini
Aralayamadım .
Ben hiç çocuklarımızı düşünemedim
- ve hiç kalabalık piknik hayalleri kurmadım
Fikrimde Sen vardın
Sonra Ben
Ötesi Yok
Bir sahilde dalga sesleri eşliğinde
Bakışırdık öylece durup saatlerce
Dinler dururduk günlerce gözlerimizin eşiğindeki
Aşk yangınını .
Öyle ya
Ben buna öyle çok hasretim ki !
Konuşmasakta olur, gözlerimiz gönlümüz konuşsun bırak .
Dem gelir yakardık ya kelimelerin kenarını
Aşkını yüreğime nakşedene
Seni ömrüme Yâr edene emanetsin toprak kokulum diye ...
Ben o hallere tutuklu kaldım işte
Bana senin sarhoşluğunla gelen
Bu sonbahar gecelerine ..
Şühedâ Ulupınar / Leylînur
5.0
100% (8)