16
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1583
Okunma

Katran ve Militan
gözleri silâhlanmaya hazır bir militandı o
onu bilmediğim bütün acılar gibi sevdim
onu yassı kuyular gibi eğdim
içimde kapısızlığıyla
dağlara açtım onu.
elinde çıban çıkınca dağ üşürdü
gülüşürdü atların saygıları
salınırdı çoban türkülerinde gam
arttırılınca yenirdi vicdân ve ses
ona uzattığım bir ırmaktı
çitilenmeye kararlı kalp
en azından.
çıksın
içinden üşümeler geçen
pencere önü kadınları
masumluğunu demleyip getiren akşamüstleri
hiç üşenmeden ölümün dürtüsünde
çocuk emziren – gelsin bilincini açsın göğün
alkış kuşları salındı salınacak…
tutmayan
bu kez tutmadığımı görsün
kaçıştığımdan köprülerden
atlayıp atlayıp – bu da bir şeydi
yüzümcecik, acıya rahle, kutsalım…
(kirlendi susuşum
ötüşümle birleşip
mezarımda ölüm tarihimi seçemediler
ölmediğim günü belirlemekle uğraşıyor
beni öldürenler…) kıvrılıyorum
içimin haber alamadığım yanına
oracıkta başlıyorum
bitişmenin gevezeliğine
onu içerliyorum
dışarısında kaldığımca
o sisi çay gibi içerdi karşımda
beni yok şehirlere atardı
küsülmedik dünyam kalmamıştı
saçlarına kadar ihanet kokardı
kanımı çitiler asardı
gözlerimi silmeye hazır bir militandı.
O
içinde olduğum her evi
yakmak gibi bir savaştı.
Payanda
5.0
100% (30)