3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1075
Okunma

Bir ince umut sızısıdır benimki
Kötü zamanların içli bir hazan sesi
Yitip giden bir öykünün
Belkide son nefesi
Bir yanda gül ve nergis mevsimi
Bir yanda başımı yasladığım gece vakti
Bedenimi saran sonbaharda
Baksana kirpiklerime saklanmış
Kır papatyalarının çiği.
Tanıyamadığım duygularıma
Bazen uzak bazen de yakınım
Ama
Ama hep bir şeyler var adını koyamadığım.
Hayat mı ?
Hayat yarım kalmış bir kitap gibi tozlu raflarda
Ömürse bir teselli hayat çıkmazlarında
Kirli bir çocuk yüzüyüm şimdi kapılarda
Yüreğim avuçlarımda
Gamdan bir dağ oturmuş iki göz pınarıma
İsyanların acı nefesi yakar kavurur derinden
Kor gibi düşer meltem esen bağrıma
Bir günlük misafir mutluluk
Hoş geldin güle güle, bu hazanın sofrasında.
Ah ! Rüzgara verdiğim umudum
Ah ! Dağ serinliğim
Bilirim yokluğun buz, üşütür ellerimi
Yüreğimin en derini hüznü seferde şimdi
Ha bu gün ha yarın derken, günler aylarda
Aylarda yıllarda
Bir dost gülücüğü kaldı zamanda
Bir türlü anlıyamadığım.
Benimse dostluk sofrası her daim muradım
Bazen aç bazen tok, ne yapalım
Dedim ya !
Hep bir şeyler var adını koyamadığım.
Gönlüm bir gün her mısrada bir şarkı olacak
Umudun karasında tüm siyahlardan kaçak
Hayalde bir düş boyutu
Biliyorum büyük bir aşkla yaşanacak
Payıma düşen mutluluk o gün
Mavi ırmaklardan akacak.
Dallar tomurcuklanıp, bağlarda çiçekler açacak
Bir menekşe büyüyecek yüreğimin kıvrımlarında
Gözlerimde muştular bölünecek
Dudaklarım eğilip gamzelerini bulacak
Ilık bir akış damarlarıma dolacak
Ve hüzünde yitip giden bilinmezleri görüp
Sevincimden ağlayacağım
Dizleri kanamış bir çocuk gibi doyasıya ağlayacağım.
İşte böyle
Hala düşünüyorum da bulamıyorum
Dedim ya !
Hep bir şeyler var adını koyamadığım.
Yüksel Beyocaktan
5.0
100% (6)