Akşamı geceye taşırken adımlarım,
Bıçak sırtı umutlarım;
kan revan içinde.
Zelzele müdavini dünya gözlerimde,
Titriyor soğuk iç çekişleri buz mavilerinin.


Karanlığa siyahları örerken yarin hayali,
Zaman ayarlı zamanın pimi çekilir damarlarımda.
Akrep yelkovan vuslatında püryan yüreğim,
Çakar kibritlerini serzenişlerin;
Gökyüzü yanar...


Alfabe ahiri adına değdiğinde dilim,
Çocukluğumun elleri tutuşur nefeslerimde.
Parmaklarım tararken muhayyel saçlarını,
Kaskatı kesilir yeni doğmuşluğuma dudaklarım.


Dik yokuş yollarda kalır adı sevdanın,
Zeytin ağaçları gölgeler firari bakışlarını.
Deniz esintileri yüzsüz martılara vefa adarken,
Gönül sıdkıma şahitlik kılar tahta sandalyeler.


Çözülür acının telleri tarifeli seferlerde,
Asudeler ruhumun ayrılık sirenlerinde talan.
Eller çay deminde yar gözlerine kazır vefayı,
Korkak elvedaları döker avuçlarına canın.


Yağmurları alınır gökyüzünün,
Kar borana yalancı çiçekler açar güneş.
Paçalarını dikenlere tutuşturmuş yollar,
Dağlar boğazından yakalamış yetim ellerimi.


Kapanası açılmayası gözlerim yorgun,
Yüregimde bir türküye yanar şiirler.
Sırdaşlığın ikrahına düşmüş seher yeli,
Göz aydınlığına koşar bedestan eline.


Düşler ülkesinden silinir can kaydım,
Sokak lambaları sönükleşir şehrimin.
Bir yağmur daha yağar aşk defnine,
Ötelerden bir ihanetin beli kırılır.


Kesilir karış karış otların sesi sedası,
Toprağa dokunur inceden nağmeler.
Bir türkü düşer omuz omuza,
Aşağıdan gelir de yarime benzer...

..
.
23.02.2013____Muharrem Küçük__Kendinol
Cumartesi